Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı, "Zayıf bir orduyla Türkiye Cumhuriyeti ileriye doğru gidemez. Türk Silahlı Kuvvetlerinin kuvvetli olmasına kimsenin bir itirazı yok ama itirazımız şunadır; Türk Silahlı Kuvvetlerinin tek işi var, vatan savunmasıdır, ülke savunmasıdır. Sadece ülke savunmasına kendisini tahsis etmiş olan, siyasette aklı olmayan, siyasette gözü olmayan, siyasete bir türlü müdahale etme histerisi içerisinde olmayan bir Türk Silahlı Kuvvetlerinin inşa edilmesi lazım. İnşallah bu 15 Temmuz saldırısı, kalkışması Türkiye'ye böyle bir zemin hazırlayacak ve bunda da muvaffak oluruz diye ümit ediyorum.
Siyasette yönetimi değiştirmek üzere başlamış olan bir husus, bütün darbeler. Fakat bu darbe daha haince. Bu darbe; siyaseti istikrarsızlaştırmak, siyaseti tamamen Türkiye'nin gündeminden kaldırmak, önce bir iç savaş çıkarmak ve arkasından da Türkiye'yi yabancı işgale hazır hale getirmek için hazırlanmış bir senaryo. Çok açık. Yeni bilgilere ulaştıkça, yeni birtakım elimize somut deliller geldikçe bunu çok daha net görüyoruz.
Bu adamlar tarih boyunca birçok ezoterik grubun olduğu gibi birçok batıni unsurun olduğu gibi geniş Müslüman kitlesinin içerisinde sadece kendi çok dar kitlelerini Müslüman olarak tanımladılar, kendi aralarında bir hukuk geliştirdiler ve diğerlerini kendi İslam çerçevesinin dışında gördüler. En büyük namussuzluk buradaydı, en büyük ihanet buradaydı. Senelerdir bu ihanet görülmedi. Bu anlamda tarih olarak Hasan Sabbah örgütünden daha batıni bir örgüttür bu örgüt. Ondan sonra diğer sapıklıklarsa işte baştaki kişiyi bir mehdi olarak görmek, onun yaptığı her şeyi masum olarak kabul etmek, bunlar itikadi sapıklıklardır. Ama sosyolojik anlamda en büyük sapkınlığı burada ortaya koydular.
7 Ağustos mitinginden sonra Türkiye'nin elinin çok kuvvetlendiğini görüyorum hem Amerika ilişkileri bakımından hem Avrupa ülkeleri ile ilişkiler bakımından hem de bu FETÖ'nün uluslararası alanda üzerine gitmek bakımından elimizin çok kuvvetlendiğini düşünüyorum. Tam bir milli mozaik halinde büyük bir miting yapılmış, bu olağanüstü büyük bir güçtür. Mitingle birlikte şu ortaya konulmuş ki Türkiye'de hiçbir akıl sahibi bu darbeye destek vermiyor.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki darbe karşıtı gösterilerin çoğunda da çok sayıda Kürt kardeşimiz, onlar da başka partilere işte sadece AK Parti'ye, CHP'ye oy vermiş insanlar değil, HDP'ye oy vermiş olan insanlar da geldiler o mitinglere katıldılar. Onların da yüreği sızlıyor, HDP'nin PKK'nın gölgesinde kalışından. Dolayısıyla PKK'nın gölgesinden süratle çıkması ve PKK'yı Türkiye'nin ortak bir düşmanı olarak görmesi lazım HDP'nin."
Siyasette yönetimi değiştirmek üzere başlamış olan bir husus, bütün darbeler. Fakat bu darbe daha haince. Bu darbe; siyaseti istikrarsızlaştırmak, siyaseti tamamen Türkiye'nin gündeminden kaldırmak, önce bir iç savaş çıkarmak ve arkasından da Türkiye'yi yabancı işgale hazır hale getirmek için hazırlanmış bir senaryo. Çok açık. Yeni bilgilere ulaştıkça, yeni birtakım elimize somut deliller geldikçe bunu çok daha net görüyoruz.
Bu adamlar tarih boyunca birçok ezoterik grubun olduğu gibi birçok batıni unsurun olduğu gibi geniş Müslüman kitlesinin içerisinde sadece kendi çok dar kitlelerini Müslüman olarak tanımladılar, kendi aralarında bir hukuk geliştirdiler ve diğerlerini kendi İslam çerçevesinin dışında gördüler. En büyük namussuzluk buradaydı, en büyük ihanet buradaydı. Senelerdir bu ihanet görülmedi. Bu anlamda tarih olarak Hasan Sabbah örgütünden daha batıni bir örgüttür bu örgüt. Ondan sonra diğer sapıklıklarsa işte baştaki kişiyi bir mehdi olarak görmek, onun yaptığı her şeyi masum olarak kabul etmek, bunlar itikadi sapıklıklardır. Ama sosyolojik anlamda en büyük sapkınlığı burada ortaya koydular.
7 Ağustos mitinginden sonra Türkiye'nin elinin çok kuvvetlendiğini görüyorum hem Amerika ilişkileri bakımından hem Avrupa ülkeleri ile ilişkiler bakımından hem de bu FETÖ'nün uluslararası alanda üzerine gitmek bakımından elimizin çok kuvvetlendiğini düşünüyorum. Tam bir milli mozaik halinde büyük bir miting yapılmış, bu olağanüstü büyük bir güçtür. Mitingle birlikte şu ortaya konulmuş ki Türkiye'de hiçbir akıl sahibi bu darbeye destek vermiyor.
Doğu ve Güneydoğu Anadolu'daki darbe karşıtı gösterilerin çoğunda da çok sayıda Kürt kardeşimiz, onlar da başka partilere işte sadece AK Parti'ye, CHP'ye oy vermiş insanlar değil, HDP'ye oy vermiş olan insanlar da geldiler o mitinglere katıldılar. Onların da yüreği sızlıyor, HDP'nin PKK'nın gölgesinde kalışından. Dolayısıyla PKK'nın gölgesinden süratle çıkması ve PKK'yı Türkiye'nin ortak bir düşmanı olarak görmesi lazım HDP'nin."