KARANLIK NOKTALAR VAR: Darbe öncesi ve sonrasında çok karanlık noktalar var. Gazeteci Fuat Uğur'un darbe öncesi yazıları var. Onun dediği şekilde darbe gerçekleşti. 2014 yılından itibaren FETÖ'cülerin MİT tarafından takip edildiği ortada. Sıradan bir gazeteci biliyorsa, MİT'in ve Genelkurmay'ın bilmeme ihtimali yok.
SAKLAMA KOMİSYONU: Biz darbe aklama tiyatrosunun figüranı olmadık. Yazılı soru göndermedik. Belki MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile Genelkurmay Başkanı Hulusi
Akar konuşmak istiyordu ama hükümet tarafından engellenmiş de olabilirler. Komisyon darbe aklama, saklama komisyonuna döndü. Komisyona gelen ancak gizli tutulan bir takım belge ve bilgiler olduğuna yönelik şüphemiz var.
CEVAPLAR BULUNMADI: Darbenin siyasi ayağı ortaya çıkarılmalıydı. Yurtta Sulh Komitesi kimlerden oluşuyor? Darbe başarılı olsaydı Cumhurbaşkanı, Başbakan ve bakanlar kimler olacaktı? Darbecilere destek veren siyasetçiler kimler? Sayılarının 120 olduğu belirtilen ve ByLock kullanan milletvekilleri kimler?
CİDDİ ŞÜPHELERİMİZ VAR: Darbe girişiminin kontrollü bir şekilde izlendiği, yol verildiği ve gerçek darbeye zemin hazırlamak için kullanıldığı yönünde ciddi şüphelerimiz var. Gerçek darbeden kastımız kalkışma sonrasındaki geniş tutuklamalar, OHAL uygulamaları, devletin dönüştürülmesi ve rejimi değiştirecek anayasa değişikliğinin gündeme getirilmesidir.
DIŞ GÜÇLER VARSA: Darbe girişimi başta ABD ve AB tarafından el altından destekleniyorsa Türkiye çok büyük bir risk ile karşı karşıyadır. Bu güçler Türkiye'yi kendi iç dinamikleri ile bölmek isterler. Bölünme faylarından ilk akla gelen Türk-Kürt ayrıştırmasıdır ama bundan daha tehlikeli olan Laik-Muhafazakar ve daha da tehlikelisi Alevi-Sünni ayrıştırmalarıdır. Türkiye, uygulanacak taşeron terör uygulamalarıyla bir anda iç savaşa gitme riski taşıyor.
ŞOK BAŞKANLIK: Türkiye şu an itibariyle şok doktrini uygulamasına çok açıktır. Bu uygulamada kitleler taşeron terör örgütlerinin uyguladığı kanlı eylemlerle dehşete düşürülür, muhalifler teröristlikle suçlanır ve şeytanlaştırılır. Bu politika sonucu dehşete düşmüş kitleler güçlü lider arar. İşte anayasa değişikliğiyle önümüze konan da böyle bir modeldir..
DARBE ÖNCESİ ŞARTLAR: Bin seçimden daha önemli bir referanduma gidiliyor. Türkiye siyasetsizleştiriliyor, partiler terörize ediliyor, partilerin çözüm olamayacağı yönünde sosyo-psikolojik ortam yaratılıyor. Bu ortamlar tarihte hep darbe öncesi yaratılmıştır. AKP'liler,dikkatli davranmalı, bu kanlı oyunun bilinçli ya da bilinçsiz bir parçası olmamalıdır.
HEPİMİZ TUTUKLANIRIZ: Erdoğan ve ekibinin dayatmalarını kabul etmeyen solcuysa PKK'lı, sağcıysa FETÖ'cü ilan ediliyor. İnsanları çaresiz duruma getirirsen darbe olur. Yeni bir darbe olursa hepimizi cezaevine kapatacaklar. AKP'liler de gözlerimin içine bakıyorlar, korktuklarını görüyorum. FETÖ kadar Erdoğan'dan da korkuyorlar. Sadece kendi taraftarlarını
değil 80 milyonun hayatını riske atıyorlar. Bunların çoğu kaçar gider bizim gibi yurtseverler de melanetle boğuşmak zorunda kalır.
KOMİSYONDA SAMİMİYETSİZLİK: Darbeye karşı milli mutabakat oluştu ve bu süreçte bir komisyon kuruldu. Ama AKP'liler hemen samimiyetsizliğe başladı. Başkanlık Divanı'na muhalefetten üye almadılar. Kimler davet edilecek, hangi kurumlardan belge istenecek, hangi uzmanlarla çalışılacak gibi önemli konularda kendileri karar verdi.
AKP'LİLER ENGELLEDİ: Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve tutuklu darbeci generaller gibi kilit isimlerle görüşmek istedik, AKP'liler görüşmeyi engelledi.
BİR TUHAFLIK VAR: Kışlalarda onlarca general toplanıp darbenin detaylarını konuşuyor ve Genelkurmay'ın bundan haberi olmuyorsa ortada bir tuhaflık var demektir. Bu kadar önemli askeri hareketlenme varken ve öncesinde de bir sürü gelişme varken Akar ve Fidan, Başbakan ile Cumhurbaşkanını nasıl bilgilendirmez?
SAKLAMA KOMİSYONU: Biz darbe aklama tiyatrosunun figüranı olmadık. Yazılı soru göndermedik. Belki MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile Genelkurmay Başkanı Hulusi
Akar konuşmak istiyordu ama hükümet tarafından engellenmiş de olabilirler. Komisyon darbe aklama, saklama komisyonuna döndü. Komisyona gelen ancak gizli tutulan bir takım belge ve bilgiler olduğuna yönelik şüphemiz var.
CEVAPLAR BULUNMADI: Darbenin siyasi ayağı ortaya çıkarılmalıydı. Yurtta Sulh Komitesi kimlerden oluşuyor? Darbe başarılı olsaydı Cumhurbaşkanı, Başbakan ve bakanlar kimler olacaktı? Darbecilere destek veren siyasetçiler kimler? Sayılarının 120 olduğu belirtilen ve ByLock kullanan milletvekilleri kimler?
CİDDİ ŞÜPHELERİMİZ VAR: Darbe girişiminin kontrollü bir şekilde izlendiği, yol verildiği ve gerçek darbeye zemin hazırlamak için kullanıldığı yönünde ciddi şüphelerimiz var. Gerçek darbeden kastımız kalkışma sonrasındaki geniş tutuklamalar, OHAL uygulamaları, devletin dönüştürülmesi ve rejimi değiştirecek anayasa değişikliğinin gündeme getirilmesidir.
DIŞ GÜÇLER VARSA: Darbe girişimi başta ABD ve AB tarafından el altından destekleniyorsa Türkiye çok büyük bir risk ile karşı karşıyadır. Bu güçler Türkiye'yi kendi iç dinamikleri ile bölmek isterler. Bölünme faylarından ilk akla gelen Türk-Kürt ayrıştırmasıdır ama bundan daha tehlikeli olan Laik-Muhafazakar ve daha da tehlikelisi Alevi-Sünni ayrıştırmalarıdır. Türkiye, uygulanacak taşeron terör uygulamalarıyla bir anda iç savaşa gitme riski taşıyor.
ŞOK BAŞKANLIK: Türkiye şu an itibariyle şok doktrini uygulamasına çok açıktır. Bu uygulamada kitleler taşeron terör örgütlerinin uyguladığı kanlı eylemlerle dehşete düşürülür, muhalifler teröristlikle suçlanır ve şeytanlaştırılır. Bu politika sonucu dehşete düşmüş kitleler güçlü lider arar. İşte anayasa değişikliğiyle önümüze konan da böyle bir modeldir..
DARBE ÖNCESİ ŞARTLAR: Bin seçimden daha önemli bir referanduma gidiliyor. Türkiye siyasetsizleştiriliyor, partiler terörize ediliyor, partilerin çözüm olamayacağı yönünde sosyo-psikolojik ortam yaratılıyor. Bu ortamlar tarihte hep darbe öncesi yaratılmıştır. AKP'liler,dikkatli davranmalı, bu kanlı oyunun bilinçli ya da bilinçsiz bir parçası olmamalıdır.
HEPİMİZ TUTUKLANIRIZ: Erdoğan ve ekibinin dayatmalarını kabul etmeyen solcuysa PKK'lı, sağcıysa FETÖ'cü ilan ediliyor. İnsanları çaresiz duruma getirirsen darbe olur. Yeni bir darbe olursa hepimizi cezaevine kapatacaklar. AKP'liler de gözlerimin içine bakıyorlar, korktuklarını görüyorum. FETÖ kadar Erdoğan'dan da korkuyorlar. Sadece kendi taraftarlarını
değil 80 milyonun hayatını riske atıyorlar. Bunların çoğu kaçar gider bizim gibi yurtseverler de melanetle boğuşmak zorunda kalır.
KIŞLA DARBEYİ KONUŞURKEN, AKAR NASIL DUYMAZ?
Aykut Erdoğdu, Meclis Komisyonu'nda samimiyetsizlik gözlediklerini kaydederek şunları söyledi:KOMİSYONDA SAMİMİYETSİZLİK: Darbeye karşı milli mutabakat oluştu ve bu süreçte bir komisyon kuruldu. Ama AKP'liler hemen samimiyetsizliğe başladı. Başkanlık Divanı'na muhalefetten üye almadılar. Kimler davet edilecek, hangi kurumlardan belge istenecek, hangi uzmanlarla çalışılacak gibi önemli konularda kendileri karar verdi.
AKP'LİLER ENGELLEDİ: Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve tutuklu darbeci generaller gibi kilit isimlerle görüşmek istedik, AKP'liler görüşmeyi engelledi.
BİR TUHAFLIK VAR: Kışlalarda onlarca general toplanıp darbenin detaylarını konuşuyor ve Genelkurmay'ın bundan haberi olmuyorsa ortada bir tuhaflık var demektir. Bu kadar önemli askeri hareketlenme varken ve öncesinde de bir sürü gelişme varken Akar ve Fidan, Başbakan ile Cumhurbaşkanını nasıl bilgilendirmez?