Bugün birkaç saniyede poz verip çektiğiniz ,banyosu son derece kolaylıkla yapılan, gerekirse tez zamanda büyültülüp istediğiniz boyutta kopyası elinize verilen fotoğrafın, aslında yüz yıllarca süren deneme ve çalışmaların sonucu olduğuna inanmak gerçekten güçtür. Aslında, fotoğraf makinesi büyük icatların çoğu gibi bir kişi tarafından icat edilmemiştir. Fikrin doğması,uygulanması,gelişimi,değişik kişilerin çalışmaları ve uzun aralıklı dönemlerin sonucudur.
11. ve 16. yüzyıllar arasında, insanlar “karanlık oda” fikriyle ilgili çalışmalar yapmışlardı. Gerçekte kağıt üzerine bir resmin “alınması” söz konusu değildi.
1568 yılında Daniello Barbaro, “karanlık oda” adı verilen cihaza bir mercek ekledi. İlkel bir objektif niteliğindeki merceğin açılışı, görüntünün daha kesin olabilmesi için değişebiliyordu. 1802 yılında, Thomas Wedgwood ve Sör Humphrey Davy, ışığa karşı duyarlı bir maddeyle kaplı kağıt üzerine, kontak baskı yoluyla siluet ve görüntüler tespitine muvaffak oldular. Fakat baskı ömürlü değildi.
1816 yılında, Joseph Niepce,bir mücevher kutusu ve bir mikroskoptan alınmış mercekle ilkel bir fotoğraf makinesi yapmayı başardı. Negatif bir görüntüyü tespit etti. William Talbot adındaki İngiliz, 1835 yılında,negatiften alınma ilk pozitif baskıyı yaptı. Görüntünün ömürlü (devamlı) olması sağlanabilmişti.
l839’da,Louis Daguerre,gümüş plak üzerine görüntü aldı. Aynı çıkış noktasından temellenen çalışmalar birbirini izledi. Başlangıçta ağır adımlı gelişmeler bir sonrakine zincirlendi.
En sonunda,1888 yılında,kutu fotoğraf makinesi piyasaya sürüldü. Bu makine,Kodak sistemini kullanan (Eastman Dry Plate and Film Company-Eastman Kuru Plak ve Film Şirketi) tarafından geliştirildi. Söz konusu makine, 100 pozluk filmle dolu olarak satıldı. Çekimden sonra, makine ve film Rochester’e gönderiliyor,burada film almıyor,banyo işlemi yapılıyor, makineye tekrar film doldurularak sahibine iade ediliyordu.
[...] Fotoğraf makinesinin çalışmasındaki temel ilke de “ışık” tır. Bu temel ilke nedeniyle, fotoğraf makinesini göze benzetebiliriz. Gözün görmesi için ışık gerektiği gibi, fotoğraf makinesinin çalışması için de ışık gereklidir. Bir fotoğraf makinesinde, gözbebeğine karşılık olarak “objektif” kullanılır. Objektif, genellikle “yakınsak” bir mercek veya mercek gurubudur. [...]
11. ve 16. yüzyıllar arasında, insanlar “karanlık oda” fikriyle ilgili çalışmalar yapmışlardı. Gerçekte kağıt üzerine bir resmin “alınması” söz konusu değildi.
1568 yılında Daniello Barbaro, “karanlık oda” adı verilen cihaza bir mercek ekledi. İlkel bir objektif niteliğindeki merceğin açılışı, görüntünün daha kesin olabilmesi için değişebiliyordu. 1802 yılında, Thomas Wedgwood ve Sör Humphrey Davy, ışığa karşı duyarlı bir maddeyle kaplı kağıt üzerine, kontak baskı yoluyla siluet ve görüntüler tespitine muvaffak oldular. Fakat baskı ömürlü değildi.
1816 yılında, Joseph Niepce,bir mücevher kutusu ve bir mikroskoptan alınmış mercekle ilkel bir fotoğraf makinesi yapmayı başardı. Negatif bir görüntüyü tespit etti. William Talbot adındaki İngiliz, 1835 yılında,negatiften alınma ilk pozitif baskıyı yaptı. Görüntünün ömürlü (devamlı) olması sağlanabilmişti.
l839’da,Louis Daguerre,gümüş plak üzerine görüntü aldı. Aynı çıkış noktasından temellenen çalışmalar birbirini izledi. Başlangıçta ağır adımlı gelişmeler bir sonrakine zincirlendi.
En sonunda,1888 yılında,kutu fotoğraf makinesi piyasaya sürüldü. Bu makine,Kodak sistemini kullanan (Eastman Dry Plate and Film Company-Eastman Kuru Plak ve Film Şirketi) tarafından geliştirildi. Söz konusu makine, 100 pozluk filmle dolu olarak satıldı. Çekimden sonra, makine ve film Rochester’e gönderiliyor,burada film almıyor,banyo işlemi yapılıyor, makineye tekrar film doldurularak sahibine iade ediliyordu.
[...] Fotoğraf makinesinin çalışmasındaki temel ilke de “ışık” tır. Bu temel ilke nedeniyle, fotoğraf makinesini göze benzetebiliriz. Gözün görmesi için ışık gerektiği gibi, fotoğraf makinesinin çalışması için de ışık gereklidir. Bir fotoğraf makinesinde, gözbebeğine karşılık olarak “objektif” kullanılır. Objektif, genellikle “yakınsak” bir mercek veya mercek gurubudur. [...]