RTÜK Üyesi Süleyman Demirkan, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a ve AKP’ye yakınlığıyla bilinen dört kanalın Erdoğan’a, muhalefete ve iktidar partisine ayırdığı yayın zamanlarını mercek altına aldı.
Seçim dönemi başlangıcından beri toplu açılış, temel atma gibi isimler altında konuşan Tayyip Erdoğan’ın yayınları, YSK kararı uyarında tespit dışı kalıyor ancak bu Erdoğan’ın yayın süresi çoğu zaman AKP mitinglerinin yayın sürelerini aşıyor. Diğer siyasi partilere ise hemen hemen hiç yer verilmiyor.
22-28 Mayıs 2015 tarihleri arasında tespit edilen ve ortalama 4 televizyon kuruluşunda yayınlanan haftalık Cumhurbaşkanı ve AKP miting konuşma süreleri karşılaştırmalı olarak bakıldığında, A haber, Kanal 24, TGRT ve Ülke TV’de diğer parti mitinglerine hiç yer verilmedi. Sadece mitinglere bakıldığında ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ayrılan yayın süresi AKP’den fazla.
“Cumhurbaşkanı’nın düzenlediği miting ve benzeri toplantılarda yaptığı konuşmaların gerek yayın tarihleri, gerekse de içerikleri itibariyle Seçim Dönemiyle doğrudan ilişkili olduğu açık” diyen RTÜK’ün CHP’li Üyesi Süleyman Demirkan, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi:
AKP’YE AYRICALIK MI YAPILIYOR?
“Bu konuşmalarda da geçmiş AKP iktidarı icraatlarının anlatılarak övüldüğü, muhalefet partilerinin lider ve mensuplarının, çoğu zaman isim verilerek eleştirildiği görülüyor. Dolayısıyla seçim propagandası sayılması gereken bu yayınlar dikkate alındığında, izleyicinin örneğin AKP lehine 6-7 saatlik değil 16-17 saatlik propagandaya muhatap olduğu görülüyor. Bunun seçmen üzerindeki etkisinin de, bu güne kadar ölçülenden ve denetime dahil edilenden çok fazla olduğunu söylemeye bile gerek yok.
TELEVİZYON KANALLARINA UYARI
Daha önce de defalarca ifade edildiği üzere, denetim prensiplerine göre,bir yayının siyasi nitelikli seçim programı olup olmadığını belirlemek için ‘katılımcının kimliğine bakılmaksızın, ele alınan konunun siyasi niteliği ve seçimle ilintisini’ temel ilke olarak kabul etmek gerekiyor. Seçim döneminde ekrana gelmeleri ve içerikleri sebebiyle seçim programı olarak ele alınması gereken bu yapımların, konuşmacının kimliği nedeniyle tespit dışında bırakılmaları yoluyla, haksız propaganda süresi yaratıldığı açıkça görülüyor.
Ancak, bir kez daha dikkat çekmekte fayda görüyoruz:
Unutulmamalıdır ki, burada değerlendirilmesi ve tespit kapsamına alınması önerilen Sn. Cumhurbaşkanı’nın kendisi ve yaptığı konuşmalar değil, bu konuşmaları yayınlayan kuruluşların, yaptıkları yayınların bütününde sağlamaları beklenen dengedir.”