Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Muş’un Malazgirt İlçesi’nde uğradığı silahlı saldırı sonucunda şehit olan İlçe Jandarma Komutanı Binbaşı Arslan Kulaksız için “Türkiye Cumhuriyeti devleti, terör örgütüyle, sözde siyasetçi sözde aydın sözde STK temsilcisi herkesten de şehitlerin kanlarının hesabını sorma gücüne sahiptir. Burada herhangi bir geri adım atma söz konusu olmayacaktır” dedi. Erdoğan çözüm süreci ile ilgili gelen bir soru üzerine ise ” çözüm sürecini devam ettirmek, öyle zannediyorum ki mümkün değil” dedi. İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın gündem değiştirecek açıklamaları…-Muş’ta şehit olan binbaşımıza Allah’tan rahmet diliyorum…
Teröristlerin alçakça saldırılarında şehit verdiğimiz asker polis korucu olarak görev yapan tüm güvenlik görevlilerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Türkiye Cumhuriyeti devleti, terör örgütüyle, sözde siyasetçi sözde aydın sözde STK temsilcisi herkesten de şehitlerin kanlarının hesabını sorma gücüne sahiptir. Burada herhangi bir geri adım atma söz konusu olmayacaktır.
Bu hainlere hak ettikleri şekilde cevap verilecek ve en kısa sürede alacaklardır. Bazı istismarlar yapılıyor. Türkiye’nin güneyde ve Kandil’de ve içeride vermiş olduğu mücadele sıradan değildir.
- Elinde molotofu yüzünde maskesi olan herkes önce güvenlik güçlerimizden, sonra adli kurumlarımızdan gereken cevabı alacaktır.
-Gerek DEAŞ gerekse de terör örgütleriyle verilen mücadele, sadece milletimizin huzuru, can ve mal güvenliği için devletin görevinin yerine getirmesidir. Bu mücadele sonuna kadar sürecek…
-Yeni yasayla birlikte terörle mücadeledeki yeni kanunlar uygulanmalıdır. Devlet vardır ve tüm imkanlarını devreye sokacaktır. Süreç başlamıştır ve rehavete fırsat vermeden devam edecektir. Bazı bilgi kirlilikleri yapılarak, Türkiye’nin terör örgütleri arasında bir ayrıma gittiğini iddia edenler Türkiye’nin gücünü hazmedemeyenlerdir. Bugünler ayrıca dostlarımızı tanıma günüdür.. Telefon diplomasisiyle liderlere her şeyi anlatıyoruz. Bugün NATO da toplanıyor ve NATO’nun terörle mücadelede üzerine düşeni yapacağına inanıyorum..
ÇÖZÜM SÜRECİNİ DEVAM ETTİRMEK MÜMKÜN DEĞİL
TSK’nın PKK kamplarına operasyonu devam etti. Ama bir yandan da başka sürece ilişkin soru işareti var. çözüm süreci. Çözüm süreci bitti mi? Devam edecekse hangi şartlarda devam edecek?
Çözüm sürecinin başlangıcına bakalım, geldiğimiz noktaya bakalım. Demokratikj açılım olarak başladık bu hükümetimizin samimi niyetiydi. Mesafe aldıkça milli birlik kardeşlik projesi olarak zenginleştirdik. Akil insanlar çalışmalarını başlattık. Anadolunun dört bir yanında temsileri göndererek Anadolu’nun nabzını aldık. O arada çözüm sürecini anlatıyorduk. Ve son seçimlere yerel 30 mart seçimlerine bütün bunlara giderken bir şeyi gördük. Çözüm sürecinin istismarını gördük. Çözüm süreci Mart’ta başbakan olarak partimin başındaydım. Maalesef karşılığını bulmadı.
Ve daha sonra yapılan genel seçimlere geldiğimizde bu işin ciddi manada hasar gördüğünü gördük. Bu hasarla birlikte ortada bir gerçek var. bu ülkede milli birliğimize kast edenlerle bir çözüm sürecini devam ettirmek, öyle zannediyorum ki mümkün değil. olması gereken nedir? Milli birliktir, kardeşliktir. Bu kardeşlik zaten, çözüm süreci denilen başlığın çok çok önünde olan içeriği zengin bir başlıktır. Bununla bu ülkede 78 milyon vatan evladı, bugüne kadar verilmiş haklar neyse bu hakları aynen kullanacaktır. Geri adım söz konusu değildir.
Ret politikalarını, asimilasyon politikalarını ayaklar altına alan iktidar, iktidarımızdır. Altyapı üst yapı yatırımlarını yapan iktidarımızdır. Hak ve özgürlükler noktasında hiçbir iktidarın veremediklerini veren bizim iktidarımız olmuştur. Ama bunun lafını yapıp, uygulamaya gelince acımasızca tehditlerle sandıklar silahların gölgesinde işlev görmeye kalkarsa bunun adı demokrasi olmaz. Biz demokrasinin gerçekten aklın, aklı selimin egemen olduığu bir ortamda sağlıklı şekilde yürüyeceğine inanıyoruz. Aklı selimin yeterli olmadığı ortamda demokrasi olabilir mi? Olamaz. Orada çılgınlıklar oluyor, bunun bedeli de maalesef çok çok ağır oluyor.
BAHÇELİ’YE DESTEK VERDİ
Devlet Bahçeli’nin açıklaması olmuştu. Yargıtay harekete geçmelidir, dedi. Dün de AK Parti’den bir açıklama var “suç duyurusunda bulunacaklarına yönelik” HDP’nin kapatılmasına yönelik adımlar atılacak? Siz nasıl bakıyorsunuz?
Bu konuda benim daha önce yapmış olduğum açıklamalar var. ben çok açık net, cumhurbaşkanı makamında da bu düşüncemi koruyorum. Ben parti kapatılması olayını doğru bulmuyorum. Fakat bu partinin yöneticilerinin bu işin bedelini ödemeleri gerekir diyorum. fert fert, birey birey. Anayasanın 14’ncü maddesi çok şeyler sağlıyor. Dokunulmazlık zırhından bunları sıyırmak suretiyle, terör örgütünü kendi arkasında gösterenler, “biz sırtımızı şuraya buraya dayıyoruz” diyenler bu ifadelerin bedelini ödemelidirler. Yönetenler, aktörler çok çok önemli. Biz gerçek kişileri bu konuda muhatap almalıyız. Tüzel kişiyle uğraşmanın anlamı yok. Parlamento gerekli değerlendirmeyi yapmalı, dokunulmazlık zırhından sıyırmalı. Terör örgütüyle iş mi tutuyorsun, ha bunun bedelini ödeyeceksin ve bunu ödetmeli.
Teröristlerin alçakça saldırılarında şehit verdiğimiz asker polis korucu olarak görev yapan tüm güvenlik görevlilerimize Allah’tan rahmet diliyorum. Türkiye Cumhuriyeti devleti, terör örgütüyle, sözde siyasetçi sözde aydın sözde STK temsilcisi herkesten de şehitlerin kanlarının hesabını sorma gücüne sahiptir. Burada herhangi bir geri adım atma söz konusu olmayacaktır.
Bu hainlere hak ettikleri şekilde cevap verilecek ve en kısa sürede alacaklardır. Bazı istismarlar yapılıyor. Türkiye’nin güneyde ve Kandil’de ve içeride vermiş olduğu mücadele sıradan değildir.
- Elinde molotofu yüzünde maskesi olan herkes önce güvenlik güçlerimizden, sonra adli kurumlarımızdan gereken cevabı alacaktır.
-Gerek DEAŞ gerekse de terör örgütleriyle verilen mücadele, sadece milletimizin huzuru, can ve mal güvenliği için devletin görevinin yerine getirmesidir. Bu mücadele sonuna kadar sürecek…
-Yeni yasayla birlikte terörle mücadeledeki yeni kanunlar uygulanmalıdır. Devlet vardır ve tüm imkanlarını devreye sokacaktır. Süreç başlamıştır ve rehavete fırsat vermeden devam edecektir. Bazı bilgi kirlilikleri yapılarak, Türkiye’nin terör örgütleri arasında bir ayrıma gittiğini iddia edenler Türkiye’nin gücünü hazmedemeyenlerdir. Bugünler ayrıca dostlarımızı tanıma günüdür.. Telefon diplomasisiyle liderlere her şeyi anlatıyoruz. Bugün NATO da toplanıyor ve NATO’nun terörle mücadelede üzerine düşeni yapacağına inanıyorum..
ÇÖZÜM SÜRECİNİ DEVAM ETTİRMEK MÜMKÜN DEĞİL
TSK’nın PKK kamplarına operasyonu devam etti. Ama bir yandan da başka sürece ilişkin soru işareti var. çözüm süreci. Çözüm süreci bitti mi? Devam edecekse hangi şartlarda devam edecek?
Çözüm sürecinin başlangıcına bakalım, geldiğimiz noktaya bakalım. Demokratikj açılım olarak başladık bu hükümetimizin samimi niyetiydi. Mesafe aldıkça milli birlik kardeşlik projesi olarak zenginleştirdik. Akil insanlar çalışmalarını başlattık. Anadolunun dört bir yanında temsileri göndererek Anadolu’nun nabzını aldık. O arada çözüm sürecini anlatıyorduk. Ve son seçimlere yerel 30 mart seçimlerine bütün bunlara giderken bir şeyi gördük. Çözüm sürecinin istismarını gördük. Çözüm süreci Mart’ta başbakan olarak partimin başındaydım. Maalesef karşılığını bulmadı.
Ve daha sonra yapılan genel seçimlere geldiğimizde bu işin ciddi manada hasar gördüğünü gördük. Bu hasarla birlikte ortada bir gerçek var. bu ülkede milli birliğimize kast edenlerle bir çözüm sürecini devam ettirmek, öyle zannediyorum ki mümkün değil. olması gereken nedir? Milli birliktir, kardeşliktir. Bu kardeşlik zaten, çözüm süreci denilen başlığın çok çok önünde olan içeriği zengin bir başlıktır. Bununla bu ülkede 78 milyon vatan evladı, bugüne kadar verilmiş haklar neyse bu hakları aynen kullanacaktır. Geri adım söz konusu değildir.
Ret politikalarını, asimilasyon politikalarını ayaklar altına alan iktidar, iktidarımızdır. Altyapı üst yapı yatırımlarını yapan iktidarımızdır. Hak ve özgürlükler noktasında hiçbir iktidarın veremediklerini veren bizim iktidarımız olmuştur. Ama bunun lafını yapıp, uygulamaya gelince acımasızca tehditlerle sandıklar silahların gölgesinde işlev görmeye kalkarsa bunun adı demokrasi olmaz. Biz demokrasinin gerçekten aklın, aklı selimin egemen olduığu bir ortamda sağlıklı şekilde yürüyeceğine inanıyoruz. Aklı selimin yeterli olmadığı ortamda demokrasi olabilir mi? Olamaz. Orada çılgınlıklar oluyor, bunun bedeli de maalesef çok çok ağır oluyor.
BAHÇELİ’YE DESTEK VERDİ
Devlet Bahçeli’nin açıklaması olmuştu. Yargıtay harekete geçmelidir, dedi. Dün de AK Parti’den bir açıklama var “suç duyurusunda bulunacaklarına yönelik” HDP’nin kapatılmasına yönelik adımlar atılacak? Siz nasıl bakıyorsunuz?
Bu konuda benim daha önce yapmış olduğum açıklamalar var. ben çok açık net, cumhurbaşkanı makamında da bu düşüncemi koruyorum. Ben parti kapatılması olayını doğru bulmuyorum. Fakat bu partinin yöneticilerinin bu işin bedelini ödemeleri gerekir diyorum. fert fert, birey birey. Anayasanın 14’ncü maddesi çok şeyler sağlıyor. Dokunulmazlık zırhından bunları sıyırmak suretiyle, terör örgütünü kendi arkasında gösterenler, “biz sırtımızı şuraya buraya dayıyoruz” diyenler bu ifadelerin bedelini ödemelidirler. Yönetenler, aktörler çok çok önemli. Biz gerçek kişileri bu konuda muhatap almalıyız. Tüzel kişiyle uğraşmanın anlamı yok. Parlamento gerekli değerlendirmeyi yapmalı, dokunulmazlık zırhından sıyırmalı. Terör örgütüyle iş mi tutuyorsun, ha bunun bedelini ödeyeceksin ve bunu ödetmeli.