Cumhurbaşkanı Erdoğan, kompleksin, Türkiye'ye, İstanbul'a ve buradan hizmet alacak ilçelere hayırlı olmasını diledi.
Maltepe, Kartal, Adalar ve Ataşehir'de ikamet yaklaşık 1 milyon 350 bin nüfusa hizmet verecek 46 bin metrekare alana sahip Şehit Erol Olçok Kampüsü'nün, 36 milyon lira yatırım bedeliyle inşa edildiğini belirtti.
Kampüsün, buraya farklı bir zenginlik kattığını vurgulayan Erdoğan, SGK Başkanlığının, esere şehit Erol Olçok'un ismini vermesini, 15 Temmuz şehitlerine gösterilen bir vefa, bir kadirşinaslık örneği olarak gördüğünü söyledi.
Erdoğan, 15 Temmuz şehitlerinin her birinin kalplerde müstesna bir yere sahip olduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Erol Olçok ve oğlu Abdullah Tayyip, şehadetleri çok yakından tanıdığım insanlar olmaları hasebiyle beni ve ailemi ayrıca etkilemiş ve üzmüştür. Bir taraftan sevindirmiştir. Ailemde 'Allah bize de böyle bir şehadet nasip etsin.' diyenler olmuştur. Zira şehadeti, onun inceliğini anlayanlar, öyle şehadet anı görürler ki, 'Acaba Rabbim bize de böyle bir şehadet de nasip edecek mi ' diye hayıflanırlar. Rabbim bize bunu nasip etsin. Cenaze namazlarına bizzat katıldığım bu kardeşlerime tüm şehitlerimizle birlikte Allah'tan rahmet diliyorum. Erol Olçok, çok uzun yıllar birlikte çalıştığım, belediye başkanlığımdan itibaren ülkemizin kendi alanında en velut, en üretken kişilerinden biri olduğuna inandığım, hayatı düz değil, fırtınalı yaşayan, fıtratı itibarıyla da yerinde duramayan bir arkadaşımızdı. Vefatı da hayatı gibi sıra dışı oldu. Darbe gecesi tankların önüne ilk çıkan grupta yer alan, çevresindekilerin anlattıklarına göre darbecilerin yakasına yapışıp, o her zamanki kararlı tutumuyla hesap soran bu arkadaşımız maalesef açılan ateşte ilk şehit olanlar arasında yer almıştır. Ama kalleşçe. O ateşi bile kalleşçe yaptılar."
Katılımcıların "İdam isteriz" sloganları üzerine Erdoğan, şu görüşleri dile getirdi:
"Bu konuda benim kanaatimi biliyorsunuz. Milletin talebi Parlamento'nun yerine getirmesi gereken bir adımdır. Millet talep etti, ne diyor bu konuyla ilgili 'İdam.' Parlamento, bunu gündemine almalıdır. Gündemine alır ve Parlamento'dan bu karar çıkarsa, bana geldiği zaman da ben bunu onaylarım. Bunu defaatle söylüyorum. Çünkü bu konu, devletin inisiyatifinde olan bir konu değildir. Zira devlet, katili af yetkisine bana göre sahip değildir. Kimin af yetkisi Onun varislerinindir, onun evlatlarının, eşinindir. Başka kimse de böyle bir yetki, böyle bir hak yok. George'un böyle bir hakkı yok, Hans'ın böyle bir hakkı yok. Bazıları diyor ki, 'Efendim işte burada şöyle olur, şurada şöyle olur.' Onlar kendi işine baksın."
"BUGÜN DÜNYANIN ÜÇTE İKİSİNDE İDAM VAR"
Bugün dünyanın üçte ikisinde hala idam olduğuna dikkati çeken Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Onlar yapınca oluyor da. Neymiş Avrupa Birliği'nde idam yok. Olmayabilir. Avrupa Birliği'nde her olan veya bizde olmayıp da onlarda olan, bizde olup da onlarda olmayan, bunların hepsini aynı şekilde eşitlemek diye bir anlayış olabilir mi Nitekim de olmuyor. Erol kardeşimin yanında bulunan oğlu Abdullah Tayyip ile şehadet mertebesine ulaşan Erolumuzun açtığı yoldan giden yüz binlerce, milyonlarca vatandaşımız, ülkemiz için 15 Temmuz gecesini zifiri karanlıktan umut dolu bir aydınlığa dönüştürmüştür. Rabbimin müjdesi açıktır. 'Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz. Hayır onlar diridirler, ancak bunu siz bilemezsiniz.' Evet Erol kardeşimin de inşallah bu müjdeye nail olduğuna yürekten inanıyorum.
Şehitlerimiz en büyük mükafatı Rabbimden göreceklerdir. Peki bize düşen nedir Şehitlerimizin aziz hatıralarını yaşatmaktır. Buna var mıyız Burada dimdik durmalıyız. Bugün burada açılışını yaptığımız tesis de vereceği hizmetlerin yanı sıra ismiyle müsemma böyle hayırlı bir işe vesile olacaktır. İnşasının her aşamasında ve isminin belirlenmesinde emeği geçenleri başta Bakanım olmak üzere huzurlarınızda tebrik ediyorum."
"15 TEMMUZ ÇOK ÖNEMLİ DERSLER VERMİŞTİR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eskilerin "Bir musibet bin nasihatten evladır" dediğini hatırlatarak, şöyle devam etti:
"15 Temmuz musibeti, millet ve devlet olarak bize çok önemli dersler vermiştir. Her şeyden önce tarihimizin en büyük ayıplarından biri olan darbelerin artık öyle eskisi gibi kolayca yapılamayacağını, milletin mutlaka hesaba katılması gerektiğini 15 Temmuz vakası herkese göstermiştir. Artık 1960 yok. Rahmetli Menderes'i ipe çektiler ama kimse sokağa çıkmadı ama şimdi öyle bir durum yok.
''BU MİLLETİN KAÇACAĞINI SANAN O FETOŞLAR...''
Üç beş kurşun sıkınca, üç beş bomba atınca, üzerine tankları sürünce, tepesinden uçakları, helikopterleri geçirince bu milletin kaçacağını, meydanı kendilerine bırakacağını sanan o Fetoşlar, durumun öyle olmadığını o gece net bir şekilde anladılar. İkide bir bakıyorsun tarih açıklıyorlar. 'Filanca tarihte yine darbe olacak.' Geçiyor o tarih bir şey yok. Tekrar yeni bir tarih, 'Filanca tarihte darbe olacak.' Hep söylüyorum. Bu ten bu canda oldukça bu tenler bu canlarda oldukça bizim Rabbimize verilecek bir canımız var. Darbe yapsanız ne olacak Öyle de olsa böyle de olsa bizim gideceğimiz yer, topraktan geldik, toprağa döneceğiz. Biz buna inanmışız. Ama bunların böyle bir derdi yok. Adam Pensilvanya'dan kalkıp buraya gelemiyor ki. Onun böyle bir derdi olabilir mi Bunlar, ihanet çetesi. Üzerinden, kendi üzerlerinden ülkemize istikamet vermek peşinde olanlar da bu işin sandıkları kadar ucuz olmadığını da görüyorlar. Siyasetçileri dar ağaçlarıyla tehdit ederek, hatta merhum Menderes'te olduğu gibi infaz ederek, kendi vesayetlerini, gizli iktidarlarını sürdürmek isteyenler, 15 Temmuz gecesi milli irade duvarına çarptılar."
FETÖ'den PKK'ya, DEAŞ'tan DHKP-C'ye kadar yelpazenin her köşesinden terör örgütlerini bir araya getirmeyi başaranların, Türk milletinin cesareti ve dirayeti karşısında hezimete uğradıklarını vurgulayan Erdoğan, "Türkiye direndikçe saldırıların şiddeti arttı, ahlak seviyeleri düştü. Artık sokaklarda, caddelerde rastgele bomba patlatacak ve bu çaresiz insanlar kadar aynen terör örgütleri de attıkları her adımda kendi sonlarına biraz daha yaklaştıklarını gördüler" dedi.
Erdoğan, şehitlerin her birinin "toprakları vatan kılan tapular" olduğunu belirterek, "Hep söylüyorum ya şairin ifadesiyle 'Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır/Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.' Bu toprak, kuru toprak değil, bunun uğrunda şehitler verdik ve şehit kanlarıyla yoğruldu, vatan oldu. Bu toprakları şehitlerimizle, gazilerimizle yurt içinde ve yurt dışında mücadele veren kahramanlarımızla her gün yeniden vatanlaştırıyoruz" diye konuştu.
Türkiye'nin El Bab'da ne işi olduğunu, orada kayıpların niçin verildiğini soranların, hala meselenin ne olduğunu anlayamadığını dile getiren Erdoğan, "Bu gafillere bir kez daha hatırlatıyorum. Kilis'te, Gaziantep'te 56 kardeşim şehit olduğu zaman siz demiyor muydunuz 'Nerede devlet, nerede hükümet ' Bunu siz demediniz mi Kilis'te olduğu zaman 'Devlet nerede ' demediniz mi Hatta bazıları utanmadan, sıkılmadan Gaziantep'e gidip, 'Bunlar bizim partimizin üyeleridir' diyecek kadar da ileri gittiler. Halbuki hiç onlarla alakası da yok. Zira daha sonra kendim gittim, hastaneleri ziyaret ettim, aileleriyle görüştüm, baktım ki alakası yok" ifadesini kullandı.
Erdoğan, daha sonra "Artık durmak yok. Kim ne derse desin, artık Cerablus'a gireceğiz" dediklerini vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Hazırlıklarımız vardı. Önce Cerablus'a, ardından El Rai'ye girdik ve Özgür Suriye Ordusu ile yola devam ettik. Şimdi birileri çıkıyor televizyonlarda utanmadan, sıkılmadan 'Özgür Suriye Ordusu terör örgütüdür' diyor. Bunları anlamak mümkün değil. Özgür Suriye Ordusu, Suriye'nin içerisindeki ılımlı muhaliflerin ta kendisidir, terör örgütüyle alakası yoktur ve tam bir direniş hareketidir ve topraklarını kurtarmanın mücadelesini vermektedir. Eğit-donat kapsamında onları biz eğittik, bu kadar açık konuşuyorum ve beraber yürüttüğümüz bu mücadelede hatırlayın hep ne dedim, 'Terörden arındırılmış bir güvenli bölge yapmamız lazım.' Bunu Rusya'ya, Amerika'ya, İranlılara söyledim, hepsine söyledim. Bu televizyonlarda konuşanlar ne konuşuyor Bunlar demek bizim konuştuklarımızı hiç duymuyorlar. 'Kulağı var duymaz' diyor ya Rabbimiz, bunların kulağı var duymaz, gözü var görmez, dili var hakkı söylemez, çünkü kalpleri mühürlüdür. Biz ne diyoruz dinle, bak diyoruz ki 'Biz terörden arındırılmış bir güvenli bölge ilan edeceğiz Kuzey Suriye'de.' Kuzey Suriye'de yeniden bir devlet kurulmasına müsaade etmeyeceğiz, bu böyle biline. Kimse gelip de oradan Kilis'i, Gaziantep'i, Şanlıurfa'yı artık tehdit edemez. Bu tehditlerden arındırılmış bir bölge."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 20 Ocak 2017'den sonra ABD'de yeni yönetimin işbaşı yapacağını hatırlatarak, yeni yönetimle de konuşacaklarını, bölgenin değerlendirmesini yapacaklarını söyledi.
Halep'ten 45 bin kişinin kurtarıldığını ve İdlib'e getirildiğini kaydeden Erdoğan, "Gerekirse onları kendi topraklarımıza da çekebiliriz. Şu anda İdlib'te 'Hiç olmazsa yemekleri, giyimi, kuşamı her şeyi olsun' dedik ve ilk etapta bu adımı attık. Dün akşam Sayın Putin'le bir görüşmem oldu. İzmir'in Kiraz ilçesinden kendisiyle görüşmemizi yaptık. Bizlere teşekkürü oldu, dediler ki 'Burada bu insanların kurtuluşunda sizin de kararlılığınız olmasaydı, el ele vermeseydik, bu süreci hakikaten bu şekilde bitiremezdik" dedi.
"BUGÜN BİZ SURİYE'DE VARSAK, EVET GÜÇLÜ DEVLET OLDUĞUMUZ İÇİN VARIZ VE OLACAĞIZ"
Erdoğan, sırada Münbiç'in olduğuna değinerek, "Münbiç'ten sonra ABD ile eğer burada da yeni dönemde el ele verebilirsek Rakka var. 'Dünyadan bize ne' diyenlere sesleniyorum. Biz bu dünyada yaşıyoruz. Türkiye küresel bir güçtür. Bunu bileceksiniz. Bize bu soruyu soranlara diyorum ki 'Sizin bu Parlamentoda ne işiniz var ' Bu Parlamentoda yer alanın eğer bir dünyaya bakışı yoksa, siyaset bilimiyle ilgili nasibi yoksa, orada durmasına gerek yok, geldiğin yere dön. Olması gereken bu. Biz, milletimizin ve devletimizin bekası meselesini konuşuyoruz, bunun adımını atıyoruz. Bir haftadır neredeyse Genelkurmay Başkanımız bölgede, ne yapıyor Bütün harekatı yürütüyor. Ankara'da mı otursun, senin Parlamentoda oturduğun gibi. İşimiz var, işimiz. Yapacağımız çok iş var. Bir taraftan açılışlarımızı yapıyoruz, yatırımlarımız devam ediyor" diye konuştu.
Dün İzmir'de çeşitli açılışlar yaptığını hatırlatan Erdoğan, pazartesi günü Başbakan Binali Yıldırım'ın yaklaşık 13 kilometrelik Ilgaz Tüneli'nin açılışını yapacağını bildirdi. Erdoğan, "Eskiden o dağlardan kış mevsiminde geçilmezdi ama şimdi yazı, kışı yok, kısaltılmış olarak Ilgaz Tüneli'nden geç" dedi.
Erdoğan, Avrasya Tüneli'nden geçenlerin dostlarına haber verdiğini, "Ahmet Bey 5 dakika sonra sendeyim, hazırlığını yap, çay içmeye geliyorum" dediğini aktararak, "Artık yollar bu kadar kısaldı, dakikalara indi. Aşk meselesi, aşk. Derdi olan dağları deler. Her zaman diyorduk ya 'Biz Ferhat'ız, millet Şirin.' Ferhat Şirin'e kavuşuyor" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şöyle devam etti:
"Biz Suriye'de, oradaki kardeşlerimizle birlikte kendi istiklalimizin ve istikbalimizin mücadelesini verdik, veriyoruz. Şimdi El Bab'tayız ve El Bab, dört bir yanından kuşatılmış vaziyette. İnşallah orada işimiz bitti, bitiyor. Oraya asıl sahipleri gelip yerleşecek. Yarın dedim ya Münbiç, Rakka. Nerede bir zulüm varsa, zulmün olduğu yerde biz varız. Bizim dedelerimiz Hint Yarımadasına gitmedi mi Hint Yarımadasına bizim ecdadımız keyfinden dolayı, zevkinden dolayı mı gitti Bugün on binlerce kilometreden gelenler niye geliyor Bu soruları sorun kendinize. Bugün biz Suriye'de varsak, evet güçlü devlet olduğumuz için varız ve olacağız. Dilleri zehir kusan, yürekleri kin bağlamış bu tiplere diyoruz ki 'Gölge etmeyin başka ihsan istemez.' Milletimiz emin olsun ki bugün yaptığımız fedakarlıkların karşılığını yarın sadece vatanımızı korumakla değil bununla birlikte çok daha büyük hedeflere ulaşacak güce, kuvvete kavuşarak inşallah alacağız. Yeter ki bir olalım, iri olalım, diri olalım, kardeş olalım, hep birlikte Türkiye olalım. Gerisi inanın bana çok kolay."
"ARTIK TÜRKİYE MODELİ KONUŞULUYOR"
Açılışı yapılan kampüsün Kartal Adliyesinden sonra en büyük kamu hizmet binası olduğunu belirten Erdoğan, binanın İstanbul'un potansiyeline yakışır şekilde ve sadece bugünün değil geleceğin ihtiyaçlarını gözeterek inşa edildiğini, binanın sosyal güvenlik alanında gelinen yerin bir sembolü olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir zamanlar sosyal refah ve sosyal güvenlik konusunda İskandinav ülkelerinin örnek gösterildiğine değinerek, "Bu alanda artık Türkiye modeli konuşuluyor, ta Amerika'da bile. Bu noktaya geldik. İnceleniyor, örnek alınıyor" dedi.
Türkiye'den başka vatandaşlarının istisnasız tamamının genel sağlık sigortası kapsamı içinde olduğu bir başka ülkenin bulunmadığını vurgulayan Erdoğan, gelişmiş ülkelerde, Avrupa'da dahi mutlaka sistemin dışında kalan, sorun yaşayan kesimlerin bulunduğunu söyledi. Bugün sağlık hizmetlerine ulaşmada ve hizmet sunum maliyetinin düşüklüğünde dünyada ilk sıralarda yer aldıklarını dile getiren Erdoğan, "Biliyorsunuz Amerika Birleşik Devletleri, bizdekinin çok daha küçük bir modeli olan sağlık reformunu gerçekleştirmeye çalıştı, başarılı olamadı. Oysa biz, geçtiğimiz 14 yılda sağlıkla birlikte sosyal güvenliğin tüm alanlarında, üstelik de tüm tarafların uzlaşmasıyla çok büyük reformları hayata geçirmiş bir ülkeyiz" diye konuştu.
Erdoğan, geçmişte yapılan hataların maliyetlerin hala bedelinin ödendiğini belirterek, "Buna rağmen sistemi, sürdürülebilir bir dengeye oturtmayı başardık. İmkanı olanın kendi primini ödediği, olmayanın yükünü devletin üstlendiği bu sistemi daha da geliştirmek için çalışmalara devam ediyoruz. İnşallah, 2023 Türkiye'si diğer alanlarla birlikte sosyal güvenlikte de zirveye ulaştığımız bir dönem olacaktır. Şehir hastaneleriyle 30 büyükşehirde dev hastaneler inşallah inşa ediyoruz. Şimdi bu aydan itibaren veya önümüzdeki ayın başından itibaren Mersin ile açılışları yapmaya başlıyoruz" ifadesini kullandı.
Maltepe, Kartal, Adalar ve Ataşehir'de ikamet yaklaşık 1 milyon 350 bin nüfusa hizmet verecek 46 bin metrekare alana sahip Şehit Erol Olçok Kampüsü'nün, 36 milyon lira yatırım bedeliyle inşa edildiğini belirtti.
Kampüsün, buraya farklı bir zenginlik kattığını vurgulayan Erdoğan, SGK Başkanlığının, esere şehit Erol Olçok'un ismini vermesini, 15 Temmuz şehitlerine gösterilen bir vefa, bir kadirşinaslık örneği olarak gördüğünü söyledi.
Erdoğan, 15 Temmuz şehitlerinin her birinin kalplerde müstesna bir yere sahip olduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Erol Olçok ve oğlu Abdullah Tayyip, şehadetleri çok yakından tanıdığım insanlar olmaları hasebiyle beni ve ailemi ayrıca etkilemiş ve üzmüştür. Bir taraftan sevindirmiştir. Ailemde 'Allah bize de böyle bir şehadet nasip etsin.' diyenler olmuştur. Zira şehadeti, onun inceliğini anlayanlar, öyle şehadet anı görürler ki, 'Acaba Rabbim bize de böyle bir şehadet de nasip edecek mi ' diye hayıflanırlar. Rabbim bize bunu nasip etsin. Cenaze namazlarına bizzat katıldığım bu kardeşlerime tüm şehitlerimizle birlikte Allah'tan rahmet diliyorum. Erol Olçok, çok uzun yıllar birlikte çalıştığım, belediye başkanlığımdan itibaren ülkemizin kendi alanında en velut, en üretken kişilerinden biri olduğuna inandığım, hayatı düz değil, fırtınalı yaşayan, fıtratı itibarıyla da yerinde duramayan bir arkadaşımızdı. Vefatı da hayatı gibi sıra dışı oldu. Darbe gecesi tankların önüne ilk çıkan grupta yer alan, çevresindekilerin anlattıklarına göre darbecilerin yakasına yapışıp, o her zamanki kararlı tutumuyla hesap soran bu arkadaşımız maalesef açılan ateşte ilk şehit olanlar arasında yer almıştır. Ama kalleşçe. O ateşi bile kalleşçe yaptılar."
Katılımcıların "İdam isteriz" sloganları üzerine Erdoğan, şu görüşleri dile getirdi:
"Bu konuda benim kanaatimi biliyorsunuz. Milletin talebi Parlamento'nun yerine getirmesi gereken bir adımdır. Millet talep etti, ne diyor bu konuyla ilgili 'İdam.' Parlamento, bunu gündemine almalıdır. Gündemine alır ve Parlamento'dan bu karar çıkarsa, bana geldiği zaman da ben bunu onaylarım. Bunu defaatle söylüyorum. Çünkü bu konu, devletin inisiyatifinde olan bir konu değildir. Zira devlet, katili af yetkisine bana göre sahip değildir. Kimin af yetkisi Onun varislerinindir, onun evlatlarının, eşinindir. Başka kimse de böyle bir yetki, böyle bir hak yok. George'un böyle bir hakkı yok, Hans'ın böyle bir hakkı yok. Bazıları diyor ki, 'Efendim işte burada şöyle olur, şurada şöyle olur.' Onlar kendi işine baksın."
"BUGÜN DÜNYANIN ÜÇTE İKİSİNDE İDAM VAR"
Bugün dünyanın üçte ikisinde hala idam olduğuna dikkati çeken Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Onlar yapınca oluyor da. Neymiş Avrupa Birliği'nde idam yok. Olmayabilir. Avrupa Birliği'nde her olan veya bizde olmayıp da onlarda olan, bizde olup da onlarda olmayan, bunların hepsini aynı şekilde eşitlemek diye bir anlayış olabilir mi Nitekim de olmuyor. Erol kardeşimin yanında bulunan oğlu Abdullah Tayyip ile şehadet mertebesine ulaşan Erolumuzun açtığı yoldan giden yüz binlerce, milyonlarca vatandaşımız, ülkemiz için 15 Temmuz gecesini zifiri karanlıktan umut dolu bir aydınlığa dönüştürmüştür. Rabbimin müjdesi açıktır. 'Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz. Hayır onlar diridirler, ancak bunu siz bilemezsiniz.' Evet Erol kardeşimin de inşallah bu müjdeye nail olduğuna yürekten inanıyorum.
Şehitlerimiz en büyük mükafatı Rabbimden göreceklerdir. Peki bize düşen nedir Şehitlerimizin aziz hatıralarını yaşatmaktır. Buna var mıyız Burada dimdik durmalıyız. Bugün burada açılışını yaptığımız tesis de vereceği hizmetlerin yanı sıra ismiyle müsemma böyle hayırlı bir işe vesile olacaktır. İnşasının her aşamasında ve isminin belirlenmesinde emeği geçenleri başta Bakanım olmak üzere huzurlarınızda tebrik ediyorum."
"15 TEMMUZ ÇOK ÖNEMLİ DERSLER VERMİŞTİR"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, eskilerin "Bir musibet bin nasihatten evladır" dediğini hatırlatarak, şöyle devam etti:
"15 Temmuz musibeti, millet ve devlet olarak bize çok önemli dersler vermiştir. Her şeyden önce tarihimizin en büyük ayıplarından biri olan darbelerin artık öyle eskisi gibi kolayca yapılamayacağını, milletin mutlaka hesaba katılması gerektiğini 15 Temmuz vakası herkese göstermiştir. Artık 1960 yok. Rahmetli Menderes'i ipe çektiler ama kimse sokağa çıkmadı ama şimdi öyle bir durum yok.
''BU MİLLETİN KAÇACAĞINI SANAN O FETOŞLAR...''
Üç beş kurşun sıkınca, üç beş bomba atınca, üzerine tankları sürünce, tepesinden uçakları, helikopterleri geçirince bu milletin kaçacağını, meydanı kendilerine bırakacağını sanan o Fetoşlar, durumun öyle olmadığını o gece net bir şekilde anladılar. İkide bir bakıyorsun tarih açıklıyorlar. 'Filanca tarihte yine darbe olacak.' Geçiyor o tarih bir şey yok. Tekrar yeni bir tarih, 'Filanca tarihte darbe olacak.' Hep söylüyorum. Bu ten bu canda oldukça bu tenler bu canlarda oldukça bizim Rabbimize verilecek bir canımız var. Darbe yapsanız ne olacak Öyle de olsa böyle de olsa bizim gideceğimiz yer, topraktan geldik, toprağa döneceğiz. Biz buna inanmışız. Ama bunların böyle bir derdi yok. Adam Pensilvanya'dan kalkıp buraya gelemiyor ki. Onun böyle bir derdi olabilir mi Bunlar, ihanet çetesi. Üzerinden, kendi üzerlerinden ülkemize istikamet vermek peşinde olanlar da bu işin sandıkları kadar ucuz olmadığını da görüyorlar. Siyasetçileri dar ağaçlarıyla tehdit ederek, hatta merhum Menderes'te olduğu gibi infaz ederek, kendi vesayetlerini, gizli iktidarlarını sürdürmek isteyenler, 15 Temmuz gecesi milli irade duvarına çarptılar."
FETÖ'den PKK'ya, DEAŞ'tan DHKP-C'ye kadar yelpazenin her köşesinden terör örgütlerini bir araya getirmeyi başaranların, Türk milletinin cesareti ve dirayeti karşısında hezimete uğradıklarını vurgulayan Erdoğan, "Türkiye direndikçe saldırıların şiddeti arttı, ahlak seviyeleri düştü. Artık sokaklarda, caddelerde rastgele bomba patlatacak ve bu çaresiz insanlar kadar aynen terör örgütleri de attıkları her adımda kendi sonlarına biraz daha yaklaştıklarını gördüler" dedi.
Erdoğan, şehitlerin her birinin "toprakları vatan kılan tapular" olduğunu belirterek, "Hep söylüyorum ya şairin ifadesiyle 'Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır/Toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır.' Bu toprak, kuru toprak değil, bunun uğrunda şehitler verdik ve şehit kanlarıyla yoğruldu, vatan oldu. Bu toprakları şehitlerimizle, gazilerimizle yurt içinde ve yurt dışında mücadele veren kahramanlarımızla her gün yeniden vatanlaştırıyoruz" diye konuştu.
Türkiye'nin El Bab'da ne işi olduğunu, orada kayıpların niçin verildiğini soranların, hala meselenin ne olduğunu anlayamadığını dile getiren Erdoğan, "Bu gafillere bir kez daha hatırlatıyorum. Kilis'te, Gaziantep'te 56 kardeşim şehit olduğu zaman siz demiyor muydunuz 'Nerede devlet, nerede hükümet ' Bunu siz demediniz mi Kilis'te olduğu zaman 'Devlet nerede ' demediniz mi Hatta bazıları utanmadan, sıkılmadan Gaziantep'e gidip, 'Bunlar bizim partimizin üyeleridir' diyecek kadar da ileri gittiler. Halbuki hiç onlarla alakası da yok. Zira daha sonra kendim gittim, hastaneleri ziyaret ettim, aileleriyle görüştüm, baktım ki alakası yok" ifadesini kullandı.
Erdoğan, daha sonra "Artık durmak yok. Kim ne derse desin, artık Cerablus'a gireceğiz" dediklerini vurgulayarak, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Hazırlıklarımız vardı. Önce Cerablus'a, ardından El Rai'ye girdik ve Özgür Suriye Ordusu ile yola devam ettik. Şimdi birileri çıkıyor televizyonlarda utanmadan, sıkılmadan 'Özgür Suriye Ordusu terör örgütüdür' diyor. Bunları anlamak mümkün değil. Özgür Suriye Ordusu, Suriye'nin içerisindeki ılımlı muhaliflerin ta kendisidir, terör örgütüyle alakası yoktur ve tam bir direniş hareketidir ve topraklarını kurtarmanın mücadelesini vermektedir. Eğit-donat kapsamında onları biz eğittik, bu kadar açık konuşuyorum ve beraber yürüttüğümüz bu mücadelede hatırlayın hep ne dedim, 'Terörden arındırılmış bir güvenli bölge yapmamız lazım.' Bunu Rusya'ya, Amerika'ya, İranlılara söyledim, hepsine söyledim. Bu televizyonlarda konuşanlar ne konuşuyor Bunlar demek bizim konuştuklarımızı hiç duymuyorlar. 'Kulağı var duymaz' diyor ya Rabbimiz, bunların kulağı var duymaz, gözü var görmez, dili var hakkı söylemez, çünkü kalpleri mühürlüdür. Biz ne diyoruz dinle, bak diyoruz ki 'Biz terörden arındırılmış bir güvenli bölge ilan edeceğiz Kuzey Suriye'de.' Kuzey Suriye'de yeniden bir devlet kurulmasına müsaade etmeyeceğiz, bu böyle biline. Kimse gelip de oradan Kilis'i, Gaziantep'i, Şanlıurfa'yı artık tehdit edemez. Bu tehditlerden arındırılmış bir bölge."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 20 Ocak 2017'den sonra ABD'de yeni yönetimin işbaşı yapacağını hatırlatarak, yeni yönetimle de konuşacaklarını, bölgenin değerlendirmesini yapacaklarını söyledi.
Halep'ten 45 bin kişinin kurtarıldığını ve İdlib'e getirildiğini kaydeden Erdoğan, "Gerekirse onları kendi topraklarımıza da çekebiliriz. Şu anda İdlib'te 'Hiç olmazsa yemekleri, giyimi, kuşamı her şeyi olsun' dedik ve ilk etapta bu adımı attık. Dün akşam Sayın Putin'le bir görüşmem oldu. İzmir'in Kiraz ilçesinden kendisiyle görüşmemizi yaptık. Bizlere teşekkürü oldu, dediler ki 'Burada bu insanların kurtuluşunda sizin de kararlılığınız olmasaydı, el ele vermeseydik, bu süreci hakikaten bu şekilde bitiremezdik" dedi.
"BUGÜN BİZ SURİYE'DE VARSAK, EVET GÜÇLÜ DEVLET OLDUĞUMUZ İÇİN VARIZ VE OLACAĞIZ"
Erdoğan, sırada Münbiç'in olduğuna değinerek, "Münbiç'ten sonra ABD ile eğer burada da yeni dönemde el ele verebilirsek Rakka var. 'Dünyadan bize ne' diyenlere sesleniyorum. Biz bu dünyada yaşıyoruz. Türkiye küresel bir güçtür. Bunu bileceksiniz. Bize bu soruyu soranlara diyorum ki 'Sizin bu Parlamentoda ne işiniz var ' Bu Parlamentoda yer alanın eğer bir dünyaya bakışı yoksa, siyaset bilimiyle ilgili nasibi yoksa, orada durmasına gerek yok, geldiğin yere dön. Olması gereken bu. Biz, milletimizin ve devletimizin bekası meselesini konuşuyoruz, bunun adımını atıyoruz. Bir haftadır neredeyse Genelkurmay Başkanımız bölgede, ne yapıyor Bütün harekatı yürütüyor. Ankara'da mı otursun, senin Parlamentoda oturduğun gibi. İşimiz var, işimiz. Yapacağımız çok iş var. Bir taraftan açılışlarımızı yapıyoruz, yatırımlarımız devam ediyor" diye konuştu.
Dün İzmir'de çeşitli açılışlar yaptığını hatırlatan Erdoğan, pazartesi günü Başbakan Binali Yıldırım'ın yaklaşık 13 kilometrelik Ilgaz Tüneli'nin açılışını yapacağını bildirdi. Erdoğan, "Eskiden o dağlardan kış mevsiminde geçilmezdi ama şimdi yazı, kışı yok, kısaltılmış olarak Ilgaz Tüneli'nden geç" dedi.
Erdoğan, Avrasya Tüneli'nden geçenlerin dostlarına haber verdiğini, "Ahmet Bey 5 dakika sonra sendeyim, hazırlığını yap, çay içmeye geliyorum" dediğini aktararak, "Artık yollar bu kadar kısaldı, dakikalara indi. Aşk meselesi, aşk. Derdi olan dağları deler. Her zaman diyorduk ya 'Biz Ferhat'ız, millet Şirin.' Ferhat Şirin'e kavuşuyor" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şöyle devam etti:
"Biz Suriye'de, oradaki kardeşlerimizle birlikte kendi istiklalimizin ve istikbalimizin mücadelesini verdik, veriyoruz. Şimdi El Bab'tayız ve El Bab, dört bir yanından kuşatılmış vaziyette. İnşallah orada işimiz bitti, bitiyor. Oraya asıl sahipleri gelip yerleşecek. Yarın dedim ya Münbiç, Rakka. Nerede bir zulüm varsa, zulmün olduğu yerde biz varız. Bizim dedelerimiz Hint Yarımadasına gitmedi mi Hint Yarımadasına bizim ecdadımız keyfinden dolayı, zevkinden dolayı mı gitti Bugün on binlerce kilometreden gelenler niye geliyor Bu soruları sorun kendinize. Bugün biz Suriye'de varsak, evet güçlü devlet olduğumuz için varız ve olacağız. Dilleri zehir kusan, yürekleri kin bağlamış bu tiplere diyoruz ki 'Gölge etmeyin başka ihsan istemez.' Milletimiz emin olsun ki bugün yaptığımız fedakarlıkların karşılığını yarın sadece vatanımızı korumakla değil bununla birlikte çok daha büyük hedeflere ulaşacak güce, kuvvete kavuşarak inşallah alacağız. Yeter ki bir olalım, iri olalım, diri olalım, kardeş olalım, hep birlikte Türkiye olalım. Gerisi inanın bana çok kolay."
"ARTIK TÜRKİYE MODELİ KONUŞULUYOR"
Açılışı yapılan kampüsün Kartal Adliyesinden sonra en büyük kamu hizmet binası olduğunu belirten Erdoğan, binanın İstanbul'un potansiyeline yakışır şekilde ve sadece bugünün değil geleceğin ihtiyaçlarını gözeterek inşa edildiğini, binanın sosyal güvenlik alanında gelinen yerin bir sembolü olduğunu söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir zamanlar sosyal refah ve sosyal güvenlik konusunda İskandinav ülkelerinin örnek gösterildiğine değinerek, "Bu alanda artık Türkiye modeli konuşuluyor, ta Amerika'da bile. Bu noktaya geldik. İnceleniyor, örnek alınıyor" dedi.
Türkiye'den başka vatandaşlarının istisnasız tamamının genel sağlık sigortası kapsamı içinde olduğu bir başka ülkenin bulunmadığını vurgulayan Erdoğan, gelişmiş ülkelerde, Avrupa'da dahi mutlaka sistemin dışında kalan, sorun yaşayan kesimlerin bulunduğunu söyledi. Bugün sağlık hizmetlerine ulaşmada ve hizmet sunum maliyetinin düşüklüğünde dünyada ilk sıralarda yer aldıklarını dile getiren Erdoğan, "Biliyorsunuz Amerika Birleşik Devletleri, bizdekinin çok daha küçük bir modeli olan sağlık reformunu gerçekleştirmeye çalıştı, başarılı olamadı. Oysa biz, geçtiğimiz 14 yılda sağlıkla birlikte sosyal güvenliğin tüm alanlarında, üstelik de tüm tarafların uzlaşmasıyla çok büyük reformları hayata geçirmiş bir ülkeyiz" diye konuştu.
Erdoğan, geçmişte yapılan hataların maliyetlerin hala bedelinin ödendiğini belirterek, "Buna rağmen sistemi, sürdürülebilir bir dengeye oturtmayı başardık. İmkanı olanın kendi primini ödediği, olmayanın yükünü devletin üstlendiği bu sistemi daha da geliştirmek için çalışmalara devam ediyoruz. İnşallah, 2023 Türkiye'si diğer alanlarla birlikte sosyal güvenlikte de zirveye ulaştığımız bir dönem olacaktır. Şehir hastaneleriyle 30 büyükşehirde dev hastaneler inşallah inşa ediyoruz. Şimdi bu aydan itibaren veya önümüzdeki ayın başından itibaren Mersin ile açılışları yapmaya başlıyoruz" ifadesini kullandı.