Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyarbakır'daki terör saldırısına ilişkin, "Bu saldırılar bizim terörle mücadele azmimizi kesintiye uğratmayacaktır. Terör örgütü köşeye sıkıştıkça bu tür eylemlerle alçak ve kirli yüzünü de ifşa etmektedir. Bu saldırıların Avrupalı ülkeler başta olmak üzere tüm dünyanın PKK terör örgütünün ve uzantılarının gerçek yüzlerini görmelerine vesile olmasını diliyorum" dedi.
Erdoğan, Brookings Enstitüsü'ndeki konuşmasına, Diyarbakır'da güvenlik güçlerini hedef alan terör saldırının gerçekleştiğini belirterek başladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şu şekilde:
Güvenlik güçlerimizi hedef alan terör saldırısını en şiddetli şekilde lanetlediğimi belirtmek istiyorum. Hain saldırıda maalesef 7 emniyet mensubumuz şehit oldu, 13 emniyet mensubumuz ve 14 sivil vatandaşımız yaralandı." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehitlere rahmet, yaralılara acil şifa diledi. Şehitlerin ailelerine ve millete başsağlığı dileklerini ileten Erdoğan, şunları söyledi:
"Bu saldırılar bizim terörle mücadele azmimizi kesintiye uğratmayacaktır. Terör örgütü köşeye sıkıştıkça bu tür eylemlerle alçak ve kirli yüzünü de ifşa etmektedir. Milletimizin basireti ve desteği yanında güvenlik güçlerimizin kararlılıklarıyla inşallah terör belasını bu ülkenin önünde bir engel olmaktan çıkaracağız. Çeşitli kılıflar altında himaye gören terör maalesef aldığı bu cesaretle ülkemizi, vatandaşlarımızı hedef almayı sürdürüyor. Bizim buna tahammülümüz kalmamıştır. Bu saldırıların Avrupalı ülkeler başta olmak üzere tüm dünyanın PKK terör örgütünün ve uzantılarının gerçek yüzlerini görmelerine vesile olmasını diliyorum.
Türkiye şu anda dünyanın en eli kanlı terör örgütlerinin ortak hedefi durumunda bulunan bir ülkedir. Buna rağmen demokrasiden, özgürlüklerden, hukuk devletinden taviz vermeden mücadelemizi sürdürüyoruz. Maruz kaldığı yüksek birçok terör tehdidiyle mukayese edildiğinde hak ve özgürlükler bakımından Türkiye'den daha ileri standartta bir ülke yoktur. Bu hakkın, ülkemize ve milletimize teslim edilmesini özellikle bekliyorum.
"SORUMLU SURİYE'DEKİ DİKTATÖRDÜR"
ABD ile önemli meselelerde kapsamlı işbirliği içindeyiz. Bazı meselelerde görüş ayrılıkları olabilir. Türkiye'nin çeştili sorunlarının başında terör eylemleri ve sınırımızdaki insani kriz geliyor. Türkiye-ABD ilişkileri sıkıntılı diyalog çözebilecek derinliğe sahiptir.
Türkiye olarak Suriyeli sığınmacılar konusunda hassasiyet gösteriyoruz. Avrupa'ya umut yolculuğuna çıkmaya çalışanlar ve hayatını kaybedenler bu krizin sorumlusu değildir. Sorumlu, Suriye'deki diktatördür.
DAİŞ ve PKK'nın saldırılarında parçalanan bedenler, tüm dünyanın bedenini yaralamalıdır. PKK'nın DAİŞ'le mücadeleye katkı sağladığı propagandasının ne yazık ki karşılık bulduğunu görüyoruz. PKK'nın kendi emelleri dışında DAİŞ'le mücadelesi yoktur, bu yalandır.
"KIBRIS MESELESİNDE KARARLILIĞIMIZ SÜRÜYOR"
Kıbrıs meselesinde garantör ülke olarak kalıcı çözümden yana kararlılığımız sürüyor. Kıbrıs Türk tarafı çözümden yana iradesini ortaya koymuştur. Rum tarafı buna samimi karşılık verirse çözüme ulaşmak mümkün olabilecektir. Kıbrıs'ın tamamının su ihtiyacını karşılayacak projeden adanın her iki halkının da yararlanabilmesini arzu ederiz.
İsrail'in işgali ve saldırıları altındaki Filistinl, kardeşlerimizin acılarına hiçbir zaman kayıtsız kalamayız.
DAİŞ'in İstanbul'daki saldırısı sonrası İsrail Cumhurbaşkanı ile telefonda görüştük. Gazze ambargosunun kaldırılması önemli. İsrail ile Nisan ortasında yapılacak görüşmeler sonucunda olumlu bir netice sağlayabilmeyi umuyoruz.
Terör, düzensiz göç, ırkçılık, yabancı düşmanlığı gibi tehlikelere karşı her ülkenin çözüm araması gerekir. Terörizmle mücadelede uluslararası ve müşterek çabalar gerekir. Terörün hedefi olmayan ülke neredeyse kalmadı. Teröre karşı temel prensiplerde anlaşmalıyız. En başta ayırım gözetmeksizin tüm terör örgütleriyle aynı kararlılıkla mücadele edilmeli.
"PYD VE YPG'NİN İYİ ÖRGÜT OLDUĞUNU KABUL EDEMEYİZ"
DAİŞ'e karşı mücadele ettiği söylenerek PYD ve YPG'nin iyi örgüt olduğunun söylenmesini kabul etmemiz mümkün değildir.
Belçika'ya bildirdiğimiz canlı bomba serbest bırakıldı. Bizde işadamını öldüren terörist, Brüksel'de rahatça dolaşabiliyor. İslam dinini terörizmle ilişkilendirmek gibi bir eğilimle karşı karşıyayız.
Batı da İslamofobi'yi insanlık suçu kabul etmeli, semavi bir dinin terörizmle bağdaştırılmasını kabul edemeyiz.
Erdoğan, Brookings Enstitüsü'ndeki konuşmasına, Diyarbakır'da güvenlik güçlerini hedef alan terör saldırının gerçekleştiğini belirterek başladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şu şekilde:
Güvenlik güçlerimizi hedef alan terör saldırısını en şiddetli şekilde lanetlediğimi belirtmek istiyorum. Hain saldırıda maalesef 7 emniyet mensubumuz şehit oldu, 13 emniyet mensubumuz ve 14 sivil vatandaşımız yaralandı." diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şehitlere rahmet, yaralılara acil şifa diledi. Şehitlerin ailelerine ve millete başsağlığı dileklerini ileten Erdoğan, şunları söyledi:
"Bu saldırılar bizim terörle mücadele azmimizi kesintiye uğratmayacaktır. Terör örgütü köşeye sıkıştıkça bu tür eylemlerle alçak ve kirli yüzünü de ifşa etmektedir. Milletimizin basireti ve desteği yanında güvenlik güçlerimizin kararlılıklarıyla inşallah terör belasını bu ülkenin önünde bir engel olmaktan çıkaracağız. Çeşitli kılıflar altında himaye gören terör maalesef aldığı bu cesaretle ülkemizi, vatandaşlarımızı hedef almayı sürdürüyor. Bizim buna tahammülümüz kalmamıştır. Bu saldırıların Avrupalı ülkeler başta olmak üzere tüm dünyanın PKK terör örgütünün ve uzantılarının gerçek yüzlerini görmelerine vesile olmasını diliyorum.
Türkiye şu anda dünyanın en eli kanlı terör örgütlerinin ortak hedefi durumunda bulunan bir ülkedir. Buna rağmen demokrasiden, özgürlüklerden, hukuk devletinden taviz vermeden mücadelemizi sürdürüyoruz. Maruz kaldığı yüksek birçok terör tehdidiyle mukayese edildiğinde hak ve özgürlükler bakımından Türkiye'den daha ileri standartta bir ülke yoktur. Bu hakkın, ülkemize ve milletimize teslim edilmesini özellikle bekliyorum.
"SORUMLU SURİYE'DEKİ DİKTATÖRDÜR"
ABD ile önemli meselelerde kapsamlı işbirliği içindeyiz. Bazı meselelerde görüş ayrılıkları olabilir. Türkiye'nin çeştili sorunlarının başında terör eylemleri ve sınırımızdaki insani kriz geliyor. Türkiye-ABD ilişkileri sıkıntılı diyalog çözebilecek derinliğe sahiptir.
Türkiye olarak Suriyeli sığınmacılar konusunda hassasiyet gösteriyoruz. Avrupa'ya umut yolculuğuna çıkmaya çalışanlar ve hayatını kaybedenler bu krizin sorumlusu değildir. Sorumlu, Suriye'deki diktatördür.
DAİŞ ve PKK'nın saldırılarında parçalanan bedenler, tüm dünyanın bedenini yaralamalıdır. PKK'nın DAİŞ'le mücadeleye katkı sağladığı propagandasının ne yazık ki karşılık bulduğunu görüyoruz. PKK'nın kendi emelleri dışında DAİŞ'le mücadelesi yoktur, bu yalandır.
"KIBRIS MESELESİNDE KARARLILIĞIMIZ SÜRÜYOR"
Kıbrıs meselesinde garantör ülke olarak kalıcı çözümden yana kararlılığımız sürüyor. Kıbrıs Türk tarafı çözümden yana iradesini ortaya koymuştur. Rum tarafı buna samimi karşılık verirse çözüme ulaşmak mümkün olabilecektir. Kıbrıs'ın tamamının su ihtiyacını karşılayacak projeden adanın her iki halkının da yararlanabilmesini arzu ederiz.
İsrail'in işgali ve saldırıları altındaki Filistinl, kardeşlerimizin acılarına hiçbir zaman kayıtsız kalamayız.
DAİŞ'in İstanbul'daki saldırısı sonrası İsrail Cumhurbaşkanı ile telefonda görüştük. Gazze ambargosunun kaldırılması önemli. İsrail ile Nisan ortasında yapılacak görüşmeler sonucunda olumlu bir netice sağlayabilmeyi umuyoruz.
Terör, düzensiz göç, ırkçılık, yabancı düşmanlığı gibi tehlikelere karşı her ülkenin çözüm araması gerekir. Terörizmle mücadelede uluslararası ve müşterek çabalar gerekir. Terörün hedefi olmayan ülke neredeyse kalmadı. Teröre karşı temel prensiplerde anlaşmalıyız. En başta ayırım gözetmeksizin tüm terör örgütleriyle aynı kararlılıkla mücadele edilmeli.
"PYD VE YPG'NİN İYİ ÖRGÜT OLDUĞUNU KABUL EDEMEYİZ"
DAİŞ'e karşı mücadele ettiği söylenerek PYD ve YPG'nin iyi örgüt olduğunun söylenmesini kabul etmemiz mümkün değildir.
Belçika'ya bildirdiğimiz canlı bomba serbest bırakıldı. Bizde işadamını öldüren terörist, Brüksel'de rahatça dolaşabiliyor. İslam dinini terörizmle ilişkilendirmek gibi bir eğilimle karşı karşıyayız.
Batı da İslamofobi'yi insanlık suçu kabul etmeli, semavi bir dinin terörizmle bağdaştırılmasını kabul edemeyiz.