HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Ankara'daki terör saldırısıyla ilgili Mecliste gazetecilere açıklamalarda bulundu ve soruları yanıtladı.
Demirtaş, şu ifadelerde bulundu:
“Saldırı doğrudan sivilleri hedef alan terör saldırısıdır. Partim, şahsım, bütün arkadaşlarım adına bir kez daha açıkça kınadığımızı, lanetlediğimizi ifade etmek istiyorum. Hepimizin ortak acısıdır.
Doğrudan kutsal yaşam hakkını, masum insanları ortadan kaldırmayı hedefleyen saldırılar karşısında, bizim sığınabileceğimiz tek şey; kardeşlik, eşitlik ve adalet duygularımızdır. Topluma başsağlığı, yaşamını yitirenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır, yaralılara acil şifalar diliyorum. Umut ediyorum ki ölü sayısında artış olmaz.
Acı büyük, yeni bir acı da değil, her gün yeni acılar yaşıyoruz. Cizre'de de Sur'da da Yüksekova'da da Nusaybin'de de Silopi'de de acılar yaşanıyor. Ülke acıda ortaklaşmakta maalesef başarılı olamıyor. Neden acıda bile ortaklaşamadığımızı sorgularken, öncelikle Hükümetin aynada kendine bakması lazım. 'Nasıl politikalar uyguladık da toplumu bu hale getirdik' diye, 14 yıldır ülkeyi yönetenlerin öncelikle kendisini sorgulaması lazım. Katliamlar, ölümler yaşanıyor ama hükümetin yaptığı tek şey kınamak. Herkesi AKP, hükümet çizgisinde buluşmaya davet etmek dışında hiçbir şey yapmıyorlar. Sanki hiçbir siyasi sorumlulukları yok, ülkeyi kendileri yönetmiyor, iktidarda değiller, olup bitenle ilgili en küçük sorumlulukları yok, sütten çıkmış ak kaşık onlar, geri kalan herkes suçlu. Böyle bir tavrı da asla kabul etmiyoruz. Her katliamın saldırganı, planlayanı sorumludur, suçludur. Fakat siyasi sorumlu, suçlu hükümet dışında kimi muhatap olarak göreceğiz.
(Hükümet böyle durumlarda eleştirilemezmiş.) Ne yapacağız? Teşekkür mü edeceğiz, tebrik mi edeceğiz? Muhalefet olarak tek bir önerimizi, uyarımızı dikkate almayan, bütün diyalog çağrılarına kapılarını kapatan, 14 yıldır bildiğini okuyup, içeride ve dışarıda sadece 'savaş, sindirme ve şiddet politikalarıyla sonuç alacağım' diyen hükümet hiç mi sorumlu değil?
Kim atayacak Ankara’ya emniyet müdürünü? HDP olarak biz atayalım, sorumlu biz isek. Ülkenin her yerinde kan akıyor, canlar gidiyor, beyefendilerin halka hesap verme niyetleri bile yok. Bütün bu olup bitenlerden dolayı halen 'sen hesap vereceksin, öbürü hesap verecek' diyorlar. Bir defa da şu ülkede yaşanan olumsuzluktan dolayı siz hesap verin, biz mahçup olalım. Yeter artık.
‘AKP'nin etrafında birleşelim, ele ele olalım’ denilmesin. Hiçbir partinin etrafında birleşmeyelim, ilkelerimizin etrafında birleşelim. Savaşa, şiddete karşı olalım ama ahlaklı, ilkeli, adil olalım.
Biz hangi saldırı, katliam karşısında sessiz kaldık Her olayda tavrını en net, hızlı, ilkeli şekilde ortaya koyan HDP'dir.
7 Haziran'da kaybettiğiniz iktidarınızı yeniden kurabilmek için her türlü şiddet politikasının önünü açan sizsiniz. (Diyalog) deniliyor. Diyalog eksik ama diyalog kurulacak bir zemini tahrip eden, o zemini ortadan kaldıran da hükümetin kendisidir. HDP her zaman toplumun huzur ve güvenliği için barış, adalet ve özgürlüğün sağlanacağı diyalog zeminine açıktır. Cizre'de, Sur'da, Silopi'de, Yüksekova'da, Şırnak'ta, Nusaybin'de, çatışmaların yaşandığı her yerde sorunu diyalogla çözmek konusunda inisiyatif alma konusunda partimiz hazırdır. Kapıları kapalı olan hükümettir. İnşallah bu son saldırı, son katliam olur.
Hükümet; bu işin sorumlusu, yapanı kimdir, arkasındaki kimdir, bunları ortaya çıkarmakla mükelleftir. Adliye, yargı, istihbarat, emniyet bize bağlı değil. Bunu Hükümete soracaksınız. Bu işi sağlıklı soruşturup gereğini yapmak zorunda olanlar 24 saattir sus pus. Açıklamayı onlardan bekliyoruz. Kim varsa arkasında çıkması gerekir.”
Demirtaş, şu ifadelerde bulundu:
“Saldırı doğrudan sivilleri hedef alan terör saldırısıdır. Partim, şahsım, bütün arkadaşlarım adına bir kez daha açıkça kınadığımızı, lanetlediğimizi ifade etmek istiyorum. Hepimizin ortak acısıdır.
Doğrudan kutsal yaşam hakkını, masum insanları ortadan kaldırmayı hedefleyen saldırılar karşısında, bizim sığınabileceğimiz tek şey; kardeşlik, eşitlik ve adalet duygularımızdır. Topluma başsağlığı, yaşamını yitirenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır, yaralılara acil şifalar diliyorum. Umut ediyorum ki ölü sayısında artış olmaz.
Acı büyük, yeni bir acı da değil, her gün yeni acılar yaşıyoruz. Cizre'de de Sur'da da Yüksekova'da da Nusaybin'de de Silopi'de de acılar yaşanıyor. Ülke acıda ortaklaşmakta maalesef başarılı olamıyor. Neden acıda bile ortaklaşamadığımızı sorgularken, öncelikle Hükümetin aynada kendine bakması lazım. 'Nasıl politikalar uyguladık da toplumu bu hale getirdik' diye, 14 yıldır ülkeyi yönetenlerin öncelikle kendisini sorgulaması lazım. Katliamlar, ölümler yaşanıyor ama hükümetin yaptığı tek şey kınamak. Herkesi AKP, hükümet çizgisinde buluşmaya davet etmek dışında hiçbir şey yapmıyorlar. Sanki hiçbir siyasi sorumlulukları yok, ülkeyi kendileri yönetmiyor, iktidarda değiller, olup bitenle ilgili en küçük sorumlulukları yok, sütten çıkmış ak kaşık onlar, geri kalan herkes suçlu. Böyle bir tavrı da asla kabul etmiyoruz. Her katliamın saldırganı, planlayanı sorumludur, suçludur. Fakat siyasi sorumlu, suçlu hükümet dışında kimi muhatap olarak göreceğiz.
(Hükümet böyle durumlarda eleştirilemezmiş.) Ne yapacağız? Teşekkür mü edeceğiz, tebrik mi edeceğiz? Muhalefet olarak tek bir önerimizi, uyarımızı dikkate almayan, bütün diyalog çağrılarına kapılarını kapatan, 14 yıldır bildiğini okuyup, içeride ve dışarıda sadece 'savaş, sindirme ve şiddet politikalarıyla sonuç alacağım' diyen hükümet hiç mi sorumlu değil?
Kim atayacak Ankara’ya emniyet müdürünü? HDP olarak biz atayalım, sorumlu biz isek. Ülkenin her yerinde kan akıyor, canlar gidiyor, beyefendilerin halka hesap verme niyetleri bile yok. Bütün bu olup bitenlerden dolayı halen 'sen hesap vereceksin, öbürü hesap verecek' diyorlar. Bir defa da şu ülkede yaşanan olumsuzluktan dolayı siz hesap verin, biz mahçup olalım. Yeter artık.
‘AKP'nin etrafında birleşelim, ele ele olalım’ denilmesin. Hiçbir partinin etrafında birleşmeyelim, ilkelerimizin etrafında birleşelim. Savaşa, şiddete karşı olalım ama ahlaklı, ilkeli, adil olalım.
Biz hangi saldırı, katliam karşısında sessiz kaldık Her olayda tavrını en net, hızlı, ilkeli şekilde ortaya koyan HDP'dir.
7 Haziran'da kaybettiğiniz iktidarınızı yeniden kurabilmek için her türlü şiddet politikasının önünü açan sizsiniz. (Diyalog) deniliyor. Diyalog eksik ama diyalog kurulacak bir zemini tahrip eden, o zemini ortadan kaldıran da hükümetin kendisidir. HDP her zaman toplumun huzur ve güvenliği için barış, adalet ve özgürlüğün sağlanacağı diyalog zeminine açıktır. Cizre'de, Sur'da, Silopi'de, Yüksekova'da, Şırnak'ta, Nusaybin'de, çatışmaların yaşandığı her yerde sorunu diyalogla çözmek konusunda inisiyatif alma konusunda partimiz hazırdır. Kapıları kapalı olan hükümettir. İnşallah bu son saldırı, son katliam olur.
Hükümet; bu işin sorumlusu, yapanı kimdir, arkasındaki kimdir, bunları ortaya çıkarmakla mükelleftir. Adliye, yargı, istihbarat, emniyet bize bağlı değil. Bunu Hükümete soracaksınız. Bu işi sağlıklı soruşturup gereğini yapmak zorunda olanlar 24 saattir sus pus. Açıklamayı onlardan bekliyoruz. Kim varsa arkasında çıkması gerekir.”