Partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda konuşan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Diyarbakır'ın Sur ilçesi Sarıkamış Mahallesi'ndeki patlamada yaşamını yitirenlerin isimlerini okudu.
Böylesi bir olayın şu veya bu şekilde hiçbir makul, meşru ve haklı gerekçesi olamayacağını ifade eden Demirtaş, "En net bir dille kınadığımızı ve kesinlikle kabul etmediğimizi, etmeyeceğimizi belirtmek istiyoruz. Olaydan sonra yapılan açıklamada sorumluluk sahiplerinin açıklamalarını da sorumsuzca bulduğumu belirtmek istiyorum. Böyle bir durumda yapılması gereken şey sorumluların ortaya çıkmasına yardımcı olmak ve özür dilemektir. Onun dışındaki hiçbir mazeret kabul edilemez. Sivil yurttaşlarımızın bu şekilde katledildiği hiçbir olaya HDP asla sessiz kalmadı, kalmayacak. Biz şehirlerimizde savaş istemedik. Sivil insanlarımızın ve başka yurttaşların ölmemesi için demokratik siyaseti öne çıkarmaya çalıştık" diye konuştu.
Demirtaş, "dokunulmazlıklara ilişkin sürecin saray darbesinin parçası olduğunu" ileri sürdü. Dolmabahçe'deki görüşmede, istenen şeyin ülkenin bölünmesinin değil sivil, demokratik, özgürlükçü ve çoğulcu bir anayasa karşılığında terör örgütü PKK'nın nihai olarak silahları bırakması olduğunu ifade eden Demirtaş, "Erdoğan'dan istenen başka bir şey yoktu. Masanın neden devrildiğini ne saray ne de iktidar bugüne kadar açıklamamıştır" dedi.
Selahattin Demirtaş, şu ifadeleri kullandı:
"Sırf kendisi tek adam olma hasretini gerçekleştiremediği için masa devrildiyse bunun hesabını kimse sormayacak mı Biz sorduk. Darbeyi durdurmak için sorduk. Dokunulmazlıklarımızın tartışılmaya başlanmasının nedeni budur. Sormaya devam ettiğimiz için dokunulmazlıklarımız tartışılıyor. Dokunulmazlıklarımızı kaldırmak isteyen bu zat bir fikir adamı, bilim insanı, düşünür, aydın değildir. İdeolojik olarak davası olan adam da değil. Uzmanlık alanı rant üretmek, rant dağıtmaktır. Bugün dokunulmazlıklarımızı tartışanlar yarın ne hale geldiklerini görecekler. Biz doğru yerde durduk. Parlamentoda da dursak, meydanda da dursak, zındanda da dursak böyle durarız. Duruşumuzda değişiklik olmaz."
"BİZİ SEÇENLERE İHANET ETMEDİK"
Demirtaş, AK Parti'yi kuran, bu uğurda ter döken herkesin "hain" ilan edildiğini öne sürdü. Kendilerinin milletvekili olduğunu ve kendilerine yetkiyi verenlerin düşüncelerini savunma zorunlulukları bulunduğunu söyleyen Demirtaş, kendilerini seçenlere asla ihanet etmediklerini, onların yaptığı fedakarlığı yapmaya çalıştıklarını savundu. Demirtaş, bundan dolayı bugün dokunulmazlıkları kaldırılacaksa ancak şeref ve onur duyacaklarını dile getirdi.
Parlamentonun, halk iradesinin gelip geçici ya da dört duvar arasına sıkışacak bir mevzu olmadığını ifade eden Demirtaş, "Biz halkın iradesini savunuyoruz. Milletvekili olma sevdalısı değiliz. Onlar gibi oturduğumuz koltuk için arkadaşlarımızı, yoldaşlarımızı, partimizin değerlerini, halkımızı satacak kadar alçalmış siyasetçiler hiç değiliz" diye konuştu.
Demirtaş, Genel Kurul görüşmelerinde dokunulmazlıklara ilişkin yaklaşımlarını parti sözcülerinin söyleyeceğini, dokunulmazlıklarının kaldırılmasının bu haliyle "darbeye ve dikta rejimine yol açmak olacağını" iddia etti.
"YARGILANMAKTAN KORKMUYORUZ"
Çok sayıda milletvekilinin dokunulmazlık oylamasında "hayır" diyeceğinden emin olduklarını belirten Demirtaş, şöyle devam etti:
"Biz yargılanmaktan korkmuyoruz ama şu andaki darbe sürecine evet diyen milletvekili tarihi vebal altına girmiş olacak. Çocuklarının, torunlarının yüzüne bakamayacak. Umut ediyorum ki bu akşam ve cuma günü bu milletvekili sayısının az olduğunu göreceğiz. Temennimiz odur. Milletvekillerimizin belki bazılarını tutuklama girişimi üzerinden bir psikolojik harekat yürütmek istiyorlar. Öyle bir ortamda erken seçim ya da referandumla dikta rejimini anayasal güvenceye kavuşturmak istiyorlar."
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek'in tutuklandığını hatırlatan Demirtaş, "Avukat arkadaşlarımız Eş Genel Başkan'ın sorgusuna girdiler. Savcı ve hakim kıvranmaktan konuşamaz hale gelmişler. Tutuklama adına hiçbir şey bulamıyorlar." görüşünü savundu. Son bir yıl içerisinde 5 bin arkadaşlarının gözaltına alındığını, bin civarında arkadaşlarının ise tutuklandığını ifade eden Demirtaş, HDP'nin 29 il ve ilçe eş başkanının ve 2 MYK üyesinin, DBP'nin ise 18 belediye eş başkanı, 35 belediye meclis üyesi ve 49 PM üyesinin tutuklu bulunduğunu kaydetti.
Selahattin Demirtaş, dokunulmazlıklarda milletvekillerinin bu tabloya bakarak oy kullanmalarını istedi. Kendilerinin dokunulmazlık zırhına bürünerek siyaset yapmadığını savunan Demirtaş, şunları vurguladı:
"Milletvekili arkadaşlarımız, bu ülkenin cezaevlerini direniş alanı bilerek buralara geldiler. Biz son derece doğru bir iş yaptık. Kişilere bağlı ve bağımlı olmaktan kurtardık. Ben olurum ya da siz olursunuz ya da olmazsınız HDP diye bir çizgi var artık. Türkiye'nin güçlü bir anamuhalefet akımı var. Bu akımı durduramayacaklar. Erdoğan'dan geriye acı hatırlar dışında asla bir şey kalmayacak. O gittiğinde AKP diye bir şey kalmayacak. Ama biz gittiğimizde çok güçlü bir HDP olacak."
"PARTİ FAALİYETLERİMİZDE AKSAMA OLMAYACAK"
Grup toplantısının ardından gazetecilerin, "Dokunulmazlıkların kaldırılması kararı cuma günü çıkarsa buradan nasıl ayrılacaksınız" sorusunu yanıtlayan Demirtaş, "Başımız dik bir şekilde ayrılacağız. Normal faaliyetlerimizi sürdüreceğiz" dedi.
Demirtaş, tutuklanmayı Meclis'te bekleme gibi bir durumun olmadığını belirterek, "Tutuklamak istiyorlarsa biz dışarıda olacağız. Evimizde, çalışmalarımızda, mitingimizde olacağız. Parti faaliyetlerinde hiçbir aksama olmayacak. Biz kendimizi parlamentoya falan hapsetmeyeceğiz. Dışarıda olacağız. Bizi almak isteyen varsa buyursun el mi yaman bey mi yaman hep birlikte göreceğiz" ifadesini kullandı.
HDP Grup Toplantısı'na, İsveç Sol Parti Genel Başkanı Jonas Sjöstedt ve çok sayıda dernek temsilcisi de katıldı.
Böylesi bir olayın şu veya bu şekilde hiçbir makul, meşru ve haklı gerekçesi olamayacağını ifade eden Demirtaş, "En net bir dille kınadığımızı ve kesinlikle kabul etmediğimizi, etmeyeceğimizi belirtmek istiyoruz. Olaydan sonra yapılan açıklamada sorumluluk sahiplerinin açıklamalarını da sorumsuzca bulduğumu belirtmek istiyorum. Böyle bir durumda yapılması gereken şey sorumluların ortaya çıkmasına yardımcı olmak ve özür dilemektir. Onun dışındaki hiçbir mazeret kabul edilemez. Sivil yurttaşlarımızın bu şekilde katledildiği hiçbir olaya HDP asla sessiz kalmadı, kalmayacak. Biz şehirlerimizde savaş istemedik. Sivil insanlarımızın ve başka yurttaşların ölmemesi için demokratik siyaseti öne çıkarmaya çalıştık" diye konuştu.
Demirtaş, "dokunulmazlıklara ilişkin sürecin saray darbesinin parçası olduğunu" ileri sürdü. Dolmabahçe'deki görüşmede, istenen şeyin ülkenin bölünmesinin değil sivil, demokratik, özgürlükçü ve çoğulcu bir anayasa karşılığında terör örgütü PKK'nın nihai olarak silahları bırakması olduğunu ifade eden Demirtaş, "Erdoğan'dan istenen başka bir şey yoktu. Masanın neden devrildiğini ne saray ne de iktidar bugüne kadar açıklamamıştır" dedi.
Selahattin Demirtaş, şu ifadeleri kullandı:
"Sırf kendisi tek adam olma hasretini gerçekleştiremediği için masa devrildiyse bunun hesabını kimse sormayacak mı Biz sorduk. Darbeyi durdurmak için sorduk. Dokunulmazlıklarımızın tartışılmaya başlanmasının nedeni budur. Sormaya devam ettiğimiz için dokunulmazlıklarımız tartışılıyor. Dokunulmazlıklarımızı kaldırmak isteyen bu zat bir fikir adamı, bilim insanı, düşünür, aydın değildir. İdeolojik olarak davası olan adam da değil. Uzmanlık alanı rant üretmek, rant dağıtmaktır. Bugün dokunulmazlıklarımızı tartışanlar yarın ne hale geldiklerini görecekler. Biz doğru yerde durduk. Parlamentoda da dursak, meydanda da dursak, zındanda da dursak böyle durarız. Duruşumuzda değişiklik olmaz."
"BİZİ SEÇENLERE İHANET ETMEDİK"
Demirtaş, AK Parti'yi kuran, bu uğurda ter döken herkesin "hain" ilan edildiğini öne sürdü. Kendilerinin milletvekili olduğunu ve kendilerine yetkiyi verenlerin düşüncelerini savunma zorunlulukları bulunduğunu söyleyen Demirtaş, kendilerini seçenlere asla ihanet etmediklerini, onların yaptığı fedakarlığı yapmaya çalıştıklarını savundu. Demirtaş, bundan dolayı bugün dokunulmazlıkları kaldırılacaksa ancak şeref ve onur duyacaklarını dile getirdi.
Parlamentonun, halk iradesinin gelip geçici ya da dört duvar arasına sıkışacak bir mevzu olmadığını ifade eden Demirtaş, "Biz halkın iradesini savunuyoruz. Milletvekili olma sevdalısı değiliz. Onlar gibi oturduğumuz koltuk için arkadaşlarımızı, yoldaşlarımızı, partimizin değerlerini, halkımızı satacak kadar alçalmış siyasetçiler hiç değiliz" diye konuştu.
Demirtaş, Genel Kurul görüşmelerinde dokunulmazlıklara ilişkin yaklaşımlarını parti sözcülerinin söyleyeceğini, dokunulmazlıklarının kaldırılmasının bu haliyle "darbeye ve dikta rejimine yol açmak olacağını" iddia etti.
"YARGILANMAKTAN KORKMUYORUZ"
Çok sayıda milletvekilinin dokunulmazlık oylamasında "hayır" diyeceğinden emin olduklarını belirten Demirtaş, şöyle devam etti:
"Biz yargılanmaktan korkmuyoruz ama şu andaki darbe sürecine evet diyen milletvekili tarihi vebal altına girmiş olacak. Çocuklarının, torunlarının yüzüne bakamayacak. Umut ediyorum ki bu akşam ve cuma günü bu milletvekili sayısının az olduğunu göreceğiz. Temennimiz odur. Milletvekillerimizin belki bazılarını tutuklama girişimi üzerinden bir psikolojik harekat yürütmek istiyorlar. Öyle bir ortamda erken seçim ya da referandumla dikta rejimini anayasal güvenceye kavuşturmak istiyorlar."
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek'in tutuklandığını hatırlatan Demirtaş, "Avukat arkadaşlarımız Eş Genel Başkan'ın sorgusuna girdiler. Savcı ve hakim kıvranmaktan konuşamaz hale gelmişler. Tutuklama adına hiçbir şey bulamıyorlar." görüşünü savundu. Son bir yıl içerisinde 5 bin arkadaşlarının gözaltına alındığını, bin civarında arkadaşlarının ise tutuklandığını ifade eden Demirtaş, HDP'nin 29 il ve ilçe eş başkanının ve 2 MYK üyesinin, DBP'nin ise 18 belediye eş başkanı, 35 belediye meclis üyesi ve 49 PM üyesinin tutuklu bulunduğunu kaydetti.
Selahattin Demirtaş, dokunulmazlıklarda milletvekillerinin bu tabloya bakarak oy kullanmalarını istedi. Kendilerinin dokunulmazlık zırhına bürünerek siyaset yapmadığını savunan Demirtaş, şunları vurguladı:
"Milletvekili arkadaşlarımız, bu ülkenin cezaevlerini direniş alanı bilerek buralara geldiler. Biz son derece doğru bir iş yaptık. Kişilere bağlı ve bağımlı olmaktan kurtardık. Ben olurum ya da siz olursunuz ya da olmazsınız HDP diye bir çizgi var artık. Türkiye'nin güçlü bir anamuhalefet akımı var. Bu akımı durduramayacaklar. Erdoğan'dan geriye acı hatırlar dışında asla bir şey kalmayacak. O gittiğinde AKP diye bir şey kalmayacak. Ama biz gittiğimizde çok güçlü bir HDP olacak."
"PARTİ FAALİYETLERİMİZDE AKSAMA OLMAYACAK"
Grup toplantısının ardından gazetecilerin, "Dokunulmazlıkların kaldırılması kararı cuma günü çıkarsa buradan nasıl ayrılacaksınız" sorusunu yanıtlayan Demirtaş, "Başımız dik bir şekilde ayrılacağız. Normal faaliyetlerimizi sürdüreceğiz" dedi.
Demirtaş, tutuklanmayı Meclis'te bekleme gibi bir durumun olmadığını belirterek, "Tutuklamak istiyorlarsa biz dışarıda olacağız. Evimizde, çalışmalarımızda, mitingimizde olacağız. Parti faaliyetlerinde hiçbir aksama olmayacak. Biz kendimizi parlamentoya falan hapsetmeyeceğiz. Dışarıda olacağız. Bizi almak isteyen varsa buyursun el mi yaman bey mi yaman hep birlikte göreceğiz" ifadesini kullandı.
HDP Grup Toplantısı'na, İsveç Sol Parti Genel Başkanı Jonas Sjöstedt ve çok sayıda dernek temsilcisi de katıldı.