HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Musul'da bir savaş yaşandığını ve bunun bilgisayar oyunu olmadığına değinerek, savaşın çok sayıda insanın ölmesi anlamına geldiğine işaret etti.
Musul'un yaşayan ve diri bir kent olduğuna işaret eden Demirtaş, şehrin, tarihinde daha önce olduğu gibi yine ölüm ile karşılaştığını bildirdi. Musul halkının yanında olduğunu belirten Demirtaş, partisinin pozisyonunun da bu olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin, çevresinde olanlarla ilgili politikalar üretmesi ve söz söylemesi gereken bir ülke olduğuna dikkati çeken Demirtaş, ortalığın ateşe döndüğü ortamda Türkiye'nin konuşmasının doğal olduğunu, ancak hükümetin 14 yıldır sürdürdüğü dış politikanın yanlış olduğunu savundu. Demirtaş, "Ortadoğu'yu kan gölüne çeviren temel hata; ırkçılık, mezhepçilik, milliyetçiliktir." dedi.
Demirtaş, yaşananlardan dolayı eski Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun büyük suçu olduğunu iddia etti. Selahattin Demirtaş, "(Sen Musul'da sahada da masada da olacağız) derken ikisini de kaybettiğini itiraf etmeye korkuyorsun aslında." ifadesini kullandı.
''PKK'YI YANINIZA ALSAYDINIZ''
Türkiye'nin bölgede ittifak seçerken yanlış gruplarla işbirliği yapıldığını ileri süren Demirtaş, dünyanın, Türkiye'nin İŞİD destekçisi ülke olarak gördüğünü belirtti.
Demirtaş, "Musul meselesinde başından beri yanlış aktörlerle iş tutmasaydınız, mezhepçilik yapmasaydınız, milliyetçilik ırkçılık yapmasaydınız ve en önemlisi çözüm masasını devirmeseydiniz, Türkiye'de iç barışı sağlasaydınız, bir tarafınıza Ahrar uş-Şam'ı, bir tarafnıza Nusra'yı alacağınıza bu tarafınıza, çok açık söylüyorum PYD'yi, öbür tarafınıza PKK'yı alsaydınız." diye konuştu.
Demirtaş, böyle yapılsaydı kendi yurttaşı olan 20 milyon Kürt'ü kazanacak bir ülkenin istikrar ve büyümüş bir ülke olacağını bildirdi.
HDP'nin Türkiye'ye en çok kazandıracak en makul öneriyi, iç barışı gündeme getirdiğine değinen Demirtaş, hükümetin HDP ile kuracağı bağ üzerinden dünyaya açılabileceğini söyledi. Demirtaş, partisinin bölgede bütün halklarla ilişkiyi kurabildiğini ancak devletin HDP'yi terörist ilan ettiğini savundu.
"Kimse sen 14 yılda dış politikada ne kazandın diye sormuyor" diyen Demirtaş, Türkiye'nin iyi ilişki içerisinde olduğu bir ülke bulunmadığını öne sürerek hükümetin yalan konusunda Oscar'lık olduğunu belirtti.
''EŞYALARINI ALAMIYORLAR''
Selahattin Demirtaş, Şırnak'ı "haritadan silinmiş bir şehir" olarak niteledi. Şehirin 218 gündür abluka altında olduğunu ve 60 binden fazla Şırnaklının şehri terk ettiğini anlatan Demirtaş, Şırnak'ta yıkılmamış binaların yıkılması, yıkılanların da temizlenmesinin bir şirkete içerideki eşyaları da almak üzere verildiğini savunarak, insanların kendi evlerindeki eşyalarını alamadığını bildirdi.
"Şırnak'ı yeniden inşa etmek boynumuzun borcudur" görüşünü dile getiren Demirtaş, Doğu'da evleri yıkan komutanların darbeci olduğunun anlaşıldığını, ancak devletin, darbecilerin hatalarını sürdürdüğü iddia etti.
"AK Parti içinde FETÖ'cü milletvekillerinin olduğunu ancak siyasi kriz olmaması için onlara dokunulmadığını" savunan Demirtaş, yapılacak erken seçim ile o isimlerin tasfiye edilmeye çalışılacağını belirtti.
Demirtaş, "Önce MHP ile iş tutacak sağlama bağlayacak, başkanlık tartışmasını önce referanduma götürüp sağlama bağlayacak sonra AKP grubunun içerisindeki darbecilere operasyon çekmeye başlayacak. Şimdi Türkiye'nin gündemi başkanlık olabilir mi bu kriz içerisinde Türkiye'nin gündemi demokrasi ve barıştır" ifadesini kullandı.
Demirtaş, içi demokrasi ile dolu olmayan bir sistemin otoriterleşeceğini vurgulayarak, "İlla bir devlete başkan olacaksan Devlet Bahçeli'ye başkan ol" dedi.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın söylediklerinin aksine cezaevlerinde insan onuruna yakışmayan işkenceler yapıldığını savunan Demirtaş, şunları kaydetti:
"Ey Bekir Bozdağ, benden kurtulmanın basit bir yolu, teklif; cezaevine gideceğiz işkence yoksa çıkışta siyaseti bırakacağım, genel başkanlıktan, milletvekilliğinden hepsinden istifa edeceğim; 'utanıyorum' diyeceğim, 'iftira attım ben bu iftira ile siyaset yapamam' diyeceğim. Yok eğer işkence varsa ve sende de biraz haysiyet varsa çıkışta da sen istifa edersin."
Musul'un yaşayan ve diri bir kent olduğuna işaret eden Demirtaş, şehrin, tarihinde daha önce olduğu gibi yine ölüm ile karşılaştığını bildirdi. Musul halkının yanında olduğunu belirten Demirtaş, partisinin pozisyonunun da bu olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin, çevresinde olanlarla ilgili politikalar üretmesi ve söz söylemesi gereken bir ülke olduğuna dikkati çeken Demirtaş, ortalığın ateşe döndüğü ortamda Türkiye'nin konuşmasının doğal olduğunu, ancak hükümetin 14 yıldır sürdürdüğü dış politikanın yanlış olduğunu savundu. Demirtaş, "Ortadoğu'yu kan gölüne çeviren temel hata; ırkçılık, mezhepçilik, milliyetçiliktir." dedi.
Demirtaş, yaşananlardan dolayı eski Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun büyük suçu olduğunu iddia etti. Selahattin Demirtaş, "(Sen Musul'da sahada da masada da olacağız) derken ikisini de kaybettiğini itiraf etmeye korkuyorsun aslında." ifadesini kullandı.
''PKK'YI YANINIZA ALSAYDINIZ''
Türkiye'nin bölgede ittifak seçerken yanlış gruplarla işbirliği yapıldığını ileri süren Demirtaş, dünyanın, Türkiye'nin İŞİD destekçisi ülke olarak gördüğünü belirtti.
Demirtaş, "Musul meselesinde başından beri yanlış aktörlerle iş tutmasaydınız, mezhepçilik yapmasaydınız, milliyetçilik ırkçılık yapmasaydınız ve en önemlisi çözüm masasını devirmeseydiniz, Türkiye'de iç barışı sağlasaydınız, bir tarafınıza Ahrar uş-Şam'ı, bir tarafnıza Nusra'yı alacağınıza bu tarafınıza, çok açık söylüyorum PYD'yi, öbür tarafınıza PKK'yı alsaydınız." diye konuştu.
Demirtaş, böyle yapılsaydı kendi yurttaşı olan 20 milyon Kürt'ü kazanacak bir ülkenin istikrar ve büyümüş bir ülke olacağını bildirdi.
HDP'nin Türkiye'ye en çok kazandıracak en makul öneriyi, iç barışı gündeme getirdiğine değinen Demirtaş, hükümetin HDP ile kuracağı bağ üzerinden dünyaya açılabileceğini söyledi. Demirtaş, partisinin bölgede bütün halklarla ilişkiyi kurabildiğini ancak devletin HDP'yi terörist ilan ettiğini savundu.
"Kimse sen 14 yılda dış politikada ne kazandın diye sormuyor" diyen Demirtaş, Türkiye'nin iyi ilişki içerisinde olduğu bir ülke bulunmadığını öne sürerek hükümetin yalan konusunda Oscar'lık olduğunu belirtti.
''EŞYALARINI ALAMIYORLAR''
Selahattin Demirtaş, Şırnak'ı "haritadan silinmiş bir şehir" olarak niteledi. Şehirin 218 gündür abluka altında olduğunu ve 60 binden fazla Şırnaklının şehri terk ettiğini anlatan Demirtaş, Şırnak'ta yıkılmamış binaların yıkılması, yıkılanların da temizlenmesinin bir şirkete içerideki eşyaları da almak üzere verildiğini savunarak, insanların kendi evlerindeki eşyalarını alamadığını bildirdi.
"Şırnak'ı yeniden inşa etmek boynumuzun borcudur" görüşünü dile getiren Demirtaş, Doğu'da evleri yıkan komutanların darbeci olduğunun anlaşıldığını, ancak devletin, darbecilerin hatalarını sürdürdüğü iddia etti.
"AK Parti içinde FETÖ'cü milletvekillerinin olduğunu ancak siyasi kriz olmaması için onlara dokunulmadığını" savunan Demirtaş, yapılacak erken seçim ile o isimlerin tasfiye edilmeye çalışılacağını belirtti.
Demirtaş, "Önce MHP ile iş tutacak sağlama bağlayacak, başkanlık tartışmasını önce referanduma götürüp sağlama bağlayacak sonra AKP grubunun içerisindeki darbecilere operasyon çekmeye başlayacak. Şimdi Türkiye'nin gündemi başkanlık olabilir mi bu kriz içerisinde Türkiye'nin gündemi demokrasi ve barıştır" ifadesini kullandı.
Demirtaş, içi demokrasi ile dolu olmayan bir sistemin otoriterleşeceğini vurgulayarak, "İlla bir devlete başkan olacaksan Devlet Bahçeli'ye başkan ol" dedi.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ın söylediklerinin aksine cezaevlerinde insan onuruna yakışmayan işkenceler yapıldığını savunan Demirtaş, şunları kaydetti:
"Ey Bekir Bozdağ, benden kurtulmanın basit bir yolu, teklif; cezaevine gideceğiz işkence yoksa çıkışta siyaseti bırakacağım, genel başkanlıktan, milletvekilliğinden hepsinden istifa edeceğim; 'utanıyorum' diyeceğim, 'iftira attım ben bu iftira ile siyaset yapamam' diyeceğim. Yok eğer işkence varsa ve sende de biraz haysiyet varsa çıkışta da sen istifa edersin."