Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Birleşmiş Milletler'in (BM) düzenlediği Dünya İnsani Zirvesi'nin açılışında konuştu.
Erdoğan'ın, Türkiye'nin ev sahipliğinde İstanbul Kongre Merkezi’ne düzenlenen zirvenin açılış konuşmasında öne çıkardığı konular şöyle oldu:
- Acının rengi, ırkı, dili, dini olmadığını çok
iyi biliyoruz. Bu anlayışla Türkiye, bugün dünyanın 140'ı aşkın ülkesinde insani
ve kalkınma yardım faaliyetleri yürütüyor, binlerce projeyi hayata
geçiriyoruz.
- Savaşlar, doğal afetler, salgın hastalıklar, iklim değişikliğinin yol açtığı krizler tüm insanlığın refahını ve ortak geleceğini tehdit ediyor.
- Üç milyonun üzerinde Suriyeli ve Iraklı mülteciyi ülkemizde misafir ediyoruz. Büyük bir iftiharla belirtmek isterim ki bu iltica, bu sığınma süreci devam etse dahi varil bombalarından kaçan, büyük bir tehditle karşı karşıya kalan ister Suriyeli ister Iraklı olsun, kim olursa olsun kapımızı hiçbir zaman insanlara, insanlığa kapamayacağız.
- Mevcut sistem insanlığın acil sorunları karşısında ne yazık ki yetersiz kalıyor. Sorunlara çözüm üretemeyen sistemin yükünü sadece belli ülkeler omuzluyor. Artık bu konuda herkes elini taşın altına koymalıdır... Mevcut çatışmalar sona erdirilmeli, yenileri de önlenmeli...
- Eli kanlı diktatörlerlerin peşini bırakmayacak, cezalandırılmaları için elimizden geleni yapacağız... Mazlumlara daha fazla yardımcı olacağız. Her milletin ayakları üzerinde durmasını temin edecek ezber bozan çalışmalara ihtiyaç var.
- İhtiyaçlar her geçen gün artarken maalesef kaynaklar aynı oranda artmıyor. Buna ilaveten yardımların finansmanında uluslararası toplum açısından bazı sıkıntılar ve sorumluluktan kaçma eğilimleri görüyoruz. Bu zafiyeti en iyi bilen, çok acı bir şekilde bunu tecrübe eden ülke Türkiye'dir. Ülkemizdeki sığınmacılar için yaptığımız harcamalar 10 milyar doları aşmışken, uluslararası toplumun katkıları 455 milyon dolarda kaldı.
- Ben Dünya İnsani Zirvesinin tüm bu alanlarda bir dönüm noktası olmasını diliyorum. Gözlerini ve gönüllerini İstanbul'dan gelecek mesajlara ve taahhütlere kilitlemiş insanlara karşı sorumluluklarımızı bir an olsun aklımızdan çıkarmamalıyız.
"DAHA ADİL BİR YÜK PAYLAŞIMI"
Zirvedeki yuvarlak masa toplantısında da konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"Medeniyetler ittifakı ve barış için arabulucuk girişimleri çok değerli platformlardır. Tüm paydaşları bu girişimlere güçlü destek vermeyi davet ediyorum. Birleşmiş Milletler verilerine göre dünyada en çok sığınmacıya ev sahipliği yapan ülkeyiz. Bunun maddi, manevi, güvenlik ve sosyal boyutları itibarıyla getirdiği yükü eminim sizler çok iyi biliyorsunuz. Buna rağmen ülkemiz uluslararası toplum adına üstlenmiş olduğu bu ağır sorumlulukta gereken desteği ve katkıyı alamamıştır. Biz artık daha adil bir yük paylaşımına gidilmesini bekliyoruz.
Hem donör hem de milyonlarca sığınmacıyı barındıran bir ülke olarak, insani yardım sisteminin her iki tarafını da çok iyi anlıyoruz. Tüm donörleri insani yardım ve kalkınma yardımlarının bütçelendirilmesi konusuna daha esnek bir anlayışla yaklaşmaya davet ediyoruz. Türkiye, uluslararası insancıl hukukun, uluslararası insan haklarının ve mülteciler hukukunun uygulanması noktasında hassasiyetini sürdürecektir. İhtiyaç sahiplerinin hızlı ve kesintisiz şekilde insani yardıma erişebilmesine ve insani yardım çalışanlarının güvenli biçimde görevlerini yerine getirmelerine yönelik her türlü çabayı destekleyeceğiz.
"TERÖR ÖRGÜTLERİNİN SUİSTİMAL ETMESİNE KARŞI ÇIKACAĞIZ"
Bunun yanında terör örgütlerinin insani yardım sistemini suistimal ederek, kendilerini meşrulaştırmalarına yönelik her adıma da şiddetle karşı çıkacağız.
GAZİANTEP'E YENİ MERKEZ
Gaziantep ilimizdeki üniversitemizde bu konularda çalışmalar yapacak 'insani araştırmalar merkezi'ni de hayata geçirdiğimizin müjdesini vermek istiyorum. Hepinizi bu oturumda ele alınan taahhütlere destek vermeye, verilen sözlere bağlı kalmaya ve gereken kararlılığı sergilemeye davet ediyorum.
“DÜNYA 5’TEN BÜYÜKTÜR”
Veto hakkının zaman zaman sorumsuzca kullanımı maalesef krizlere ve çatışmalara etkin biçimde müdahale edilmesine mani oluyor. Bunun bedelini ise çocuklar, kadınlar, siviller başta olmak üzere tüm dünya ödüyor. Bu konuda herkesin elini vicdanına koyup düşünmesi ve gerekli adımları atması şarttır.
Dünya İnsani Zirvesi'nin sonuçlarını da dikkate alarak, ara buluculuk faaliyetlerinin insani boyutunu güçlendirmek üzere çalışacağız. Ayrıca sorunların diyalogla çözümü için birçok ülkeyle başlattığımız üçlü iş birliği mekanizmaları önceliklerimizden biri olmaya devam edecek. Çatışmalara neden olan saikleri ortadan kaldırmaya odaklanmayı sürdüreceğiz.
Türkiye olarak Sayın Genel Sekreterin 'Siyasi liderlik' başlığı altında belirlediği 5 temel taahhüdün tamamına destek veriyoruz. Bu çerçevede ilk olarak şu hususu vurgulamak istiyorum. Çatışma riski barındıran ihtilafların zamanında tespiti, bunlara vakitlice ve etkin şekilde müdahale edilebilmesi ve önlenebilmesi için kritik öneme sahiptir. Bunun için de kararlı, hızlı, şeffaf ve hesap verebilirlik ilkesi doğrultusunda çalışan bir Güvenlik Konseyine ihtiyacımız bulunuyor. Biz her fırsatta bu soruna işaret ediyor ve dünya 5'ten büyüktür diyoruz.
Erdoğan'ın, Türkiye'nin ev sahipliğinde İstanbul Kongre Merkezi’ne düzenlenen zirvenin açılış konuşmasında öne çıkardığı konular şöyle oldu:
- Acının rengi, ırkı, dili, dini olmadığını çok
iyi biliyoruz. Bu anlayışla Türkiye, bugün dünyanın 140'ı aşkın ülkesinde insani
ve kalkınma yardım faaliyetleri yürütüyor, binlerce projeyi hayata
geçiriyoruz.
- Savaşlar, doğal afetler, salgın hastalıklar, iklim değişikliğinin yol açtığı krizler tüm insanlığın refahını ve ortak geleceğini tehdit ediyor.
- Üç milyonun üzerinde Suriyeli ve Iraklı mülteciyi ülkemizde misafir ediyoruz. Büyük bir iftiharla belirtmek isterim ki bu iltica, bu sığınma süreci devam etse dahi varil bombalarından kaçan, büyük bir tehditle karşı karşıya kalan ister Suriyeli ister Iraklı olsun, kim olursa olsun kapımızı hiçbir zaman insanlara, insanlığa kapamayacağız.
- Mevcut sistem insanlığın acil sorunları karşısında ne yazık ki yetersiz kalıyor. Sorunlara çözüm üretemeyen sistemin yükünü sadece belli ülkeler omuzluyor. Artık bu konuda herkes elini taşın altına koymalıdır... Mevcut çatışmalar sona erdirilmeli, yenileri de önlenmeli...
- Eli kanlı diktatörlerlerin peşini bırakmayacak, cezalandırılmaları için elimizden geleni yapacağız... Mazlumlara daha fazla yardımcı olacağız. Her milletin ayakları üzerinde durmasını temin edecek ezber bozan çalışmalara ihtiyaç var.
- İhtiyaçlar her geçen gün artarken maalesef kaynaklar aynı oranda artmıyor. Buna ilaveten yardımların finansmanında uluslararası toplum açısından bazı sıkıntılar ve sorumluluktan kaçma eğilimleri görüyoruz. Bu zafiyeti en iyi bilen, çok acı bir şekilde bunu tecrübe eden ülke Türkiye'dir. Ülkemizdeki sığınmacılar için yaptığımız harcamalar 10 milyar doları aşmışken, uluslararası toplumun katkıları 455 milyon dolarda kaldı.
- Ben Dünya İnsani Zirvesinin tüm bu alanlarda bir dönüm noktası olmasını diliyorum. Gözlerini ve gönüllerini İstanbul'dan gelecek mesajlara ve taahhütlere kilitlemiş insanlara karşı sorumluluklarımızı bir an olsun aklımızdan çıkarmamalıyız.
"DAHA ADİL BİR YÜK PAYLAŞIMI"
Zirvedeki yuvarlak masa toplantısında da konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:
"Medeniyetler ittifakı ve barış için arabulucuk girişimleri çok değerli platformlardır. Tüm paydaşları bu girişimlere güçlü destek vermeyi davet ediyorum. Birleşmiş Milletler verilerine göre dünyada en çok sığınmacıya ev sahipliği yapan ülkeyiz. Bunun maddi, manevi, güvenlik ve sosyal boyutları itibarıyla getirdiği yükü eminim sizler çok iyi biliyorsunuz. Buna rağmen ülkemiz uluslararası toplum adına üstlenmiş olduğu bu ağır sorumlulukta gereken desteği ve katkıyı alamamıştır. Biz artık daha adil bir yük paylaşımına gidilmesini bekliyoruz.
Hem donör hem de milyonlarca sığınmacıyı barındıran bir ülke olarak, insani yardım sisteminin her iki tarafını da çok iyi anlıyoruz. Tüm donörleri insani yardım ve kalkınma yardımlarının bütçelendirilmesi konusuna daha esnek bir anlayışla yaklaşmaya davet ediyoruz. Türkiye, uluslararası insancıl hukukun, uluslararası insan haklarının ve mülteciler hukukunun uygulanması noktasında hassasiyetini sürdürecektir. İhtiyaç sahiplerinin hızlı ve kesintisiz şekilde insani yardıma erişebilmesine ve insani yardım çalışanlarının güvenli biçimde görevlerini yerine getirmelerine yönelik her türlü çabayı destekleyeceğiz.
"TERÖR ÖRGÜTLERİNİN SUİSTİMAL ETMESİNE KARŞI ÇIKACAĞIZ"
Bunun yanında terör örgütlerinin insani yardım sistemini suistimal ederek, kendilerini meşrulaştırmalarına yönelik her adıma da şiddetle karşı çıkacağız.
GAZİANTEP'E YENİ MERKEZ
Gaziantep ilimizdeki üniversitemizde bu konularda çalışmalar yapacak 'insani araştırmalar merkezi'ni de hayata geçirdiğimizin müjdesini vermek istiyorum. Hepinizi bu oturumda ele alınan taahhütlere destek vermeye, verilen sözlere bağlı kalmaya ve gereken kararlılığı sergilemeye davet ediyorum.
“DÜNYA 5’TEN BÜYÜKTÜR”
Veto hakkının zaman zaman sorumsuzca kullanımı maalesef krizlere ve çatışmalara etkin biçimde müdahale edilmesine mani oluyor. Bunun bedelini ise çocuklar, kadınlar, siviller başta olmak üzere tüm dünya ödüyor. Bu konuda herkesin elini vicdanına koyup düşünmesi ve gerekli adımları atması şarttır.
Dünya İnsani Zirvesi'nin sonuçlarını da dikkate alarak, ara buluculuk faaliyetlerinin insani boyutunu güçlendirmek üzere çalışacağız. Ayrıca sorunların diyalogla çözümü için birçok ülkeyle başlattığımız üçlü iş birliği mekanizmaları önceliklerimizden biri olmaya devam edecek. Çatışmalara neden olan saikleri ortadan kaldırmaya odaklanmayı sürdüreceğiz.
Türkiye olarak Sayın Genel Sekreterin 'Siyasi liderlik' başlığı altında belirlediği 5 temel taahhüdün tamamına destek veriyoruz. Bu çerçevede ilk olarak şu hususu vurgulamak istiyorum. Çatışma riski barındıran ihtilafların zamanında tespiti, bunlara vakitlice ve etkin şekilde müdahale edilebilmesi ve önlenebilmesi için kritik öneme sahiptir. Bunun için de kararlı, hızlı, şeffaf ve hesap verebilirlik ilkesi doğrultusunda çalışan bir Güvenlik Konseyine ihtiyacımız bulunuyor. Biz her fırsatta bu soruna işaret ediyor ve dünya 5'ten büyüktür diyoruz.