İran doğumlu, Alman vatandaşı ve Türkiye aşığı bir oyuncu Taies Farzan. Çektiği filmlerdeki öpüşme ve tecavüz sahneleriyle konuşulan Farzan, şimdi Uygur Tiyatrosu’nda sergilenen Patron Çıldırdı oyununda şarkıcı rolünde. “Bu ülkede en büyük tacizi ben gördüm” diyen güzel oyuncuyla yaşadıklarını konuştuk.
PIA adlı sinema filmi geniş yankılar yarattı.
Bu filmi gişe yapsın diye değil festivallere katılsın diye yaptık. Geçen yıl Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde yarıştı ve ödül aldı. Daha önce Oflu Hocayı Aramak adlı filmim de Jüri Özel Ödülü kazandı.
PIA vizyonda mı?
Mart ayında Frankfurt’ta yapılacak Türk Filmleri Festivali’ne katılacak. Daha sonra vizyona girer sanırım.
Filmde köylü kadını Zühre rolündesin…
Bir köyde tek başına yaşayan bir kadın Zühre. Hamile kaldığı adam onu terk edip gidiyor. Zühre çocuğunu da kaybediyor ve o sırada acıları ortak olan iki insanın yanyana gelmelerini izliyoruz. PIA, yaşarken ölmüş olmayı ve ölümüyle yaşamaya başlamayı anlatıyor.
Mesajı can yakıyor galiba…
Evet… Gerçekten önemsenmek için kadınların ölmesi mi gerekiyor? Ne yazık ki bu coğrafyada kadınların can güvenliği yok.
MÜCADELEYE DEVAM EDELiM
Gelelim Patron Çıldırdı’ya…
Şarkıcı Beyza Günaydın rolündeyim. Büyük usta Nejat Uygur’un bir eseri bu. Süha Uygur’la konuştuk ve oyuna dahil oldum. Beyza, Türk Müziği şarkıları söylüyor.
Hepimizin gülmeye ihtiyacı var…
Her şeye rağmen yaşamaya ve mücadele etmeye devam ediyoruz.
BAZILARI BENİM TEŞHİRCİ OLABİLECEĞİMİ SÖYLEDİ!
Bir röportajında “Amacım kısa yoldan şöhret olmak değil” demişsin.
Öyle bir izlenim yaratıldı. İçimdeki Sessiz Nehir adlı filmde yer alan tecavüz sahnelerim ön plana çıkarıldı.
Gölgesizler filmindeki öpüşme sahnelerin…
Oradaki öpüşme sahneleri abartılı şekilde konuşuldu. Yok alt dudaktan öpecekmiş de üst dudaktan öpmüş gibi zırva tartışmalardı. Ben de bu olayı ti’ye alarak “Hiç değilse dudakta demokrasi olsun. Ben alt dudak üst dudak ayrımı asla yapmam” dedim.
“Dudakta demokrasi”den ülkedeki ve sanattaki demokrasiye geçersek, bu konuda neler söylersin?
Ülkedeki demokrasi, kadına verilen değerle doymamış cinselliğimizin çarpıklığına benziyor. Bu ülke bunları hak etmiyor.
Kadın olarak yaşamak zor galiba…
Elini taşın altına koyan bir kadınsanız işiniz çok zor. İki film çektim, birinde dudak polemiğine girmek zorunda kaldım, diğerinde ise tecavüz reklamına malzeme edildim. Tecavüz sahnesinde zevk alıp almadığım merak edildi, teşhirci olabileceğim konuşuldu. Bu ülkede en büyük psikolojik tacizi ben yaşadım.
YABANCI KADIN MUAMELESİ GÖRÜYORUM
Bundan sonra tiyatroda ya da sinemadaki çalışmalarınızda Türkan Şoray kanunlarınız olacak mı?
Mutlu bir evliliğim var, öyle de devam ediyor. Ben sansüre karşıyken, kendimi nasıl sansürleyebilirim!
İranlısınız…
Ben bu ülkeyi İran’dan daha çok sevdim. Çünkü bu ülkede İran’dan daha çok yaşadım. 9 yaşında ayrıldım İran’dan. Amerika’da, İngiltere’de yaşadım bir süre. Alman vatandaşıyım. Türkiye’de yaşamayı seviyorum ve ne yazık ki hâlâ yabancı kadın muamelesi görüyorum.
Bu filmi gişe yapsın diye değil festivallere katılsın diye yaptık. Geçen yıl Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde yarıştı ve ödül aldı. Daha önce Oflu Hocayı Aramak adlı filmim de Jüri Özel Ödülü kazandı.
PIA vizyonda mı?
Mart ayında Frankfurt’ta yapılacak Türk Filmleri Festivali’ne katılacak. Daha sonra vizyona girer sanırım.
Filmde köylü kadını Zühre rolündesin…
Bir köyde tek başına yaşayan bir kadın Zühre. Hamile kaldığı adam onu terk edip gidiyor. Zühre çocuğunu da kaybediyor ve o sırada acıları ortak olan iki insanın yanyana gelmelerini izliyoruz. PIA, yaşarken ölmüş olmayı ve ölümüyle yaşamaya başlamayı anlatıyor.
Mesajı can yakıyor galiba…
Evet… Gerçekten önemsenmek için kadınların ölmesi mi gerekiyor? Ne yazık ki bu coğrafyada kadınların can güvenliği yok.
MÜCADELEYE DEVAM EDELiM
Şarkıcı Beyza Günaydın rolündeyim. Büyük usta Nejat Uygur’un bir eseri bu. Süha Uygur’la konuştuk ve oyuna dahil oldum. Beyza, Türk Müziği şarkıları söylüyor.
Hepimizin gülmeye ihtiyacı var…
Her şeye rağmen yaşamaya ve mücadele etmeye devam ediyoruz.
BAZILARI BENİM TEŞHİRCİ OLABİLECEĞİMİ SÖYLEDİ!
Bir röportajında “Amacım kısa yoldan şöhret olmak değil” demişsin.
Öyle bir izlenim yaratıldı. İçimdeki Sessiz Nehir adlı filmde yer alan tecavüz sahnelerim ön plana çıkarıldı.
Gölgesizler filmindeki öpüşme sahnelerin…
Oradaki öpüşme sahneleri abartılı şekilde konuşuldu. Yok alt dudaktan öpecekmiş de üst dudaktan öpmüş gibi zırva tartışmalardı. Ben de bu olayı ti’ye alarak “Hiç değilse dudakta demokrasi olsun. Ben alt dudak üst dudak ayrımı asla yapmam” dedim.
“Dudakta demokrasi”den ülkedeki ve sanattaki demokrasiye geçersek, bu konuda neler söylersin?
Ülkedeki demokrasi, kadına verilen değerle doymamış cinselliğimizin çarpıklığına benziyor. Bu ülke bunları hak etmiyor.
Kadın olarak yaşamak zor galiba…
Elini taşın altına koyan bir kadınsanız işiniz çok zor. İki film çektim, birinde dudak polemiğine girmek zorunda kaldım, diğerinde ise tecavüz reklamına malzeme edildim. Tecavüz sahnesinde zevk alıp almadığım merak edildi, teşhirci olabileceğim konuşuldu. Bu ülkede en büyük psikolojik tacizi ben yaşadım.
YABANCI KADIN MUAMELESİ GÖRÜYORUM
Mutlu bir evliliğim var, öyle de devam ediyor. Ben sansüre karşıyken, kendimi nasıl sansürleyebilirim!
İranlısınız…
Ben bu ülkeyi İran’dan daha çok sevdim. Çünkü bu ülkede İran’dan daha çok yaşadım. 9 yaşında ayrıldım İran’dan. Amerika’da, İngiltere’de yaşadım bir süre. Alman vatandaşıyım. Türkiye’de yaşamayı seviyorum ve ne yazık ki hâlâ yabancı kadın muamelesi görüyorum.